sayısı ne kadar çok olursa ortam o kadar erken ısınır. hatta ortam hamam gibi olur. tabi ortamın çabuk ısınması, ortamın büyüklüğü ve petek sayısının azlığı/çokluğuyla alakalıdır. ayrıca çorap sıkıştırmak için en az iki tanesinin bir araya gelmesi gerekir.
(bkz: açılmamış başlıklar)
çocukken eve gelen misafir çocuklarla bir kabın içine kırptığımız çiçek yapraklarını suda haşlamak için kullandığımız petektir. daha sonra annemden yediklerimse kötektir.
Isınma ve soğuma saatlerinde, çıkardığı, düzenli ve sabit tık tık sesiyle varlığını hep hissettiren, ısınma aygıtı...
Bir de hava yapma alışkanlığı vardır ki...o kaprisli döneminde, havasını almazsanız , buz gibi soğur sizden...
Kalorifer kelimesinin yanına, her ne kadar sevimli bir kelime olan " petek" konsa da, ağır, hantal ve sevimsiz olduğu gerçeği değişmez..
3-4 yıldan yaşlı merkezi sistemlerde, dairelerin yarısında kaçak bulunduğundan sık sık havası alınmalıdır. hava alıcam diye kavanoz kapağı açar gibi de acmamak lazım tahliyeyi. kömürlü suyu surata yeyip çitlembik gibi gezme tehlikesi var.
Bunun yımşağını yapsalar sarılmak için. böyle pofuduk ayıcık gibi falan kapış kapış gider kış aylarında.
Gerçi Bana kalsa yatağa bile kalorifer döşenmeli. Siz beni dinlemeyin.
eskiden kız arkadaşım ile soğuk kış gecelerinde yastığı kalorifer peteğine basar, 2 dk bekler, sıcacık olduktan sonra yastığı ortamıza alırdık. ilginç biliyorum ama ne biliyim insanda garip ve güzel bir his uyandırıyor. en azından biz öyle düşünüyorduk.