anlamsız sataşmaların, düşünmeden, okumadan, anlamadan yargılamaların, mahkum edilişlerin, ve gaz yapan beyinlerin arasından sıyrılıp; "yeter artık!" demenin slogana dönüşmesidir.
evet kalite istiyoruz. sadece sözlükte değil. yakın çevremizden başlayıp, şehrimizden, ülkemizden, nihayet dünya genelindeki toplumlardan beklediğimiz; asgari bir entellektüel seviyeyi yakalamak.
savaşları ve kavgaları; nispeten de olsa karşılıklı konuşmalara, müzakere zeminlerine, anlaşma masalarının nezahet(!)ine bıraktık. işte kaliteden kastımız da bu nezih ortamlardır. beceremediğimiz bu nezih havayı münazara, müzakere ortamlarında oluşturmaktır.
insanlar karşılıklı konuşurken, savaşta birbirine mermi yağdıran askerler gibi, kendi cephelerinin* savcılığını yaparlarken her kelimelerinin insan onuruna bir mermi gibi yaralayıcı tesir etmesi, bu konuşma ve anlaşma ortamını savaş ortamından farksız hale getirmektedir.
temennimiz odur ki; bir gün gelecek* ve biz insanlar, sağduyunun hakim olduğu demokratik platformların çatısı altında insanlığın her türlü problemini; hakkaniyetle, dürüstçe, mertçe konuşup bir çözüme kavuşturacağız.