"lan bulgaristan'ın döt kadar kasabasında bile böyle aşmışşş, yarmışş olaylar oluyor, bizde niye olmuyor" diye iç çektiren festivaldir. presale bilet fiyatları şöyledir:
1 günlük: 50 lev; yani 25 euro
2 günlük: 70 lev; yani 35 euro
3 günlük: 90 lev; yani 45 euro
(bkz: beleş) bulgaristan vizesi alabilirsem**, orda olmayı planlamaktayımdır. zira; alice cooper'ı ölmeden görmek gerek, adam geldi 60 yaşına...
türk metalcisini aslanlar gibi temsil ettiğim festivaldir*
--
başlıyoruz efem:
ilk gün sabah varna'dan kavarna kasabasına otobüsle gidip, kamp alanına çadırımı kurup, akşamki manowar konserini beklemeye başladım. birkaç saat oyalanıp akşama doğru gittim stadyuma. zati kamp alanı da stadyumun yanı. ön grup holyhell'di. pek beğenmedim.
derken manowar çıktı sahneye. 10 şarkı oldu, 20 şarkı oldu, bitmiyor konser. dedim alla alla, noluyor. meğersem bu konser manowar'ın dvd konseri olcakmış ve sahnede kalma rekorunu kıracaklarmış. 30'dan fazla şarkı çaldılar ve tamı tamına 5 saat sahnede kaldılar adamlar. öyle ki, tam "ahan da konser bitti, gidelim" dediğimizde adamlar sahnede bitiveriyor, "birkaç şarkı daha çalmadan gitmiycez bi yere" diyorlardı. 5 koskoca saatten sonra bitti konser. konserin en eğlenceli ve zevkli dakikaları kesinlikle manowar'ın en sevdiğim şarkısı, yani pleasure slave çalarkenki şovdu. bir anda sahne kenarında biriken seksi kızlardan anlamalıydım aslında. o seksi kızlar sonra sahneye çıktı ve şarkı başladı. kızlar önce seksi seksi dansederken, sonra üstlerindekileri çıkarmaya başladılar. şarkı bittikten sonra kızlar kulise gitti, joey* kızlardan birini yakalayıp, şapur şupur öpüştü önümüzde. kıskançlıktan geberdim, kabul ediyorum. böyle mi olacaktı joey..*
efenim, ertesi gün, yüce alice cooper'ımın günüydü. 5 saat öncesinden stadyumun önünde başladım beklemeye. böylece kendisini en önden izleme şansına sahip oldum. ön grup sixth sense idi. bunu da beğenmedim.
sonra ulu alice cooper çıktı sahneye. ilk 2 şarkısında ciddi ciddi ağladım. neyse efenim,, adamın sahne şovları süperdi. her şarkıda ayrı bi şov vardı. ama favorim; sahneye idam sehpası getirtip, celladın basbaya kolu çektiği, alice'imin de idam edildiği andı. alttaki tahta basbaya açıldı ve alice aşağı düştü ama sırrı nedir merak etmedim değil. ha bir de, deli gömleği giyip, sonra onu parçaladığı şov vardır ki, kendisine hayranlığım 10 kat arttı. hayatımın en güzel konseri de böyle geçti.
fotolar için tıklayınız: http://www.radiotangra.co...lery&lng=en&id=58
gelgelelim en hareketli son gün konserine. metal dinlemeye slayer'la başladığım için, biraz saygıdan, biraz da sıkıntıdan yine gittim saatler öncesinden. sırada beklerken arkamda türkçe konuşulduğunu duydum. döndüm baktım, orta yaşlı bir hanımla, 17-18 yaşlarındaki oğlu. onlar da izmir'den gelmişler. ben de koskoca festivaldeki tek türk benim zannediyordum.
kapılar açıldı vee en önde ve en ortada durma ayrıcalığına da eriştim. ama nerden bilebilirdim ki pestil gibi ezileceğimi. birilerinin, metal konserlerinin, itmek ve ezmek anlamına gelmediğini öğrenmesi gerek. festivalin yarısıyla akraba oldum, her yerim morluk ve kızarıklıkla doldu. kulağıma çarpan insanlar kulağımdaki piercing*e takıldı, kulak kıkırdağımın anası s.kldi. hala kanıyor amk. in flames gibi büyük bi grup, resmen ön grup gibi, sahnenin dar bir alanını kullanarak, zira arka tarafta slayer'ın davulları vardı, 1 saat kadar tatsız bir konser verdi. daha iyisini bekliyordum açıkçası.
derken slayer çıktı. tom araya, tüm asilliğiyle 3 metre ötemde durdu konser boyunca. o sırada ezilmekte olmasaydım daha da güzel olacaktı gerçi. delicesine beklediğim eyes of the insane'i çalmadılar ama neticede bol taşşaklı bi gece oldu. seksi fotoğrafları için tıklayınız: http://www.radiotangra.co...lery&lng=en&id=59
festivalden diğer anekdotlar:
- festival alanında bi dolu yemek standı vardı. uni-rock'ta yediğimiz kazıkları düşününce ilk gün yakınından bile geçmedim stadların. sonra bi baktım ki, koskoca bi bardak bira, türk parasıyla, 80 kuruş, köfte 1 ytl, hamburger 2 ytl. fiyatlar bu civarda yani. ve de standların hepsi tıklım tıklım dolu idi. bizde niye 33'lük bira 6 ytl, en dandik yiyecek 4 ytl olur diye düşünmeden edemedim.
(bkz: burdan organizatörlere sesleniyorum)
- bulgaristan'ın metalci tayfası beklediğimden iyi çıktı. özellikle orta yaşlı ve yaşlı metalcileri çok sağlam. motosikletçi tayfanın çoğu aynı zamanda metalci. ama gençlerde biz onlardan iyiyiz.*
- bizim metal konserlerimizde, gelen tipler az çok standarttır. erkekler uzun saçlı, kızlar gotik görünümlü vs.. bulgaristan'da ise, yolda görseniz "hanım teyze", "ev kızı", "komşunun ilkokula giden oğlu" ya da "bakkal amca" diyeceğiniz insanları metal konserinde görüp şaşırabilirsiniz.
sonuç olarak, bi daha gider miyim? evet! değdi mi? değdi.
