Ulan herkes vur vur diye bağiriyor ama yine denize gönderirsem topu ne yapacagiz hacı diyen futbolcudur. Ornekleri malesef besiktasimizda yillardir vardir.
Ayak bileği sikilesice futbolcudur. Antrenmanlarda o kadar şut çalışan adam maça gelince iki arada bir derede kalır ve ya pas atabileceği bir adam arar.
hazzı erteleme gibi bir şey bu sanırım.
ben de kendimden biliyorum. halı saha maçlarında kale önüne kadar gelmişken ille daha egzantrik vuruşların, topu kaleye daha bi löp diye sokabileceğim vuruş açılarının derdine düşerdim. tabi aklımdan bunlar geçerken ayaklarım da boş durmuyordu, adeta bir zamk gibi ayağıma yapışan topla leblebi gibi adam geçme yeteneğim vardı da böylesi derin düşünüyordum. yoksa sığır gibi kale önünde debelenip de topu kaptıracak olsaydım elbette ilk fırsatta kaleye topu yollardım.
zaten futbolcu dediğin önce kendini bilecek.
başına aldığı darbe sonrası kalelerden emin olamayan futbolcudur. "ulan ya kendi kaleme şut çekip doksana takarsam" korkusu içinde pası atar, keyfine bakar.