çoğu zaman, silinecekleri kurtarır kalem,
kimi zaman, silinmesi gerekenleri siler.
herzaman, yazmaz kalem,
gerekli olduğu anda, insanın çığlığına yetişip, siliverir, sessizce.
kalemin sırdaşı eldir; yoldaşı kağıt.
sırdaşı olmadan, yazamaz hiçbir kalem.
yoldaşı olmadan yazan kalemler de vardır.
her sırdaşa bir yoldaş gerekir kimi zaman.
kalemini kırar insan,
kağıdına sarılır.
çünkü konuşması gereken her sır, yazılmıştır.
bundan sonra yazacaklarıysa sırrı susturacaktır.
oysa her sır, suskun bir mezardır,
konuşmak için, yoldaşını bekleyen.
yazı yazmaya yarayan alettir. tükenmez, pilot, kurşun, uclu, vb. gibi bir çok türü vardır. üzerine kıssadan hisse çıkartılacak atasözleri vardır "kalem kılıçtan keskindir." gibi. kalem aynı zamanda muhalefet olduğumuz kişi ve gruplara karşı kullanabileceğimiz bir şiş görevinide de kullanılabilir. kalemin inceliği ve sivri ucu, bir çok işlerde işimize yarayabilir. hem olumlu hem olumsuz sonuçlar doğurabilir. kalem, öğrencinin silahıdır. kalem, geri kalmış toplumların yol göstericisidir. şu sıralar çıkan teknoloji donanımlı kalemler; kamera, flashdisk, elfeneri, kayıt cihazı, vb. gibi işlevlerde kullanılmaktalar. kalem için ne kadar yazsak azdır. zira bütün toplumların şu anki seviyelerini kalemleri belirlemiştir.
Kalem, kâğıt üzerine yazı veya çizim için kullanılan araçtır.Kurşun kalem olarak anılan kalemlerin yazar malzemesi, genellikle grafitten (karbonla karıştırılmış kil) oluşur, etrafında da ahşap bulunur. Diğer bir kalem türü ise, mürekkepli kalem olup, binlerce yıldır kullanılmaktadır.
8 bacaklı ahtapotların en zehirlilerindendir. öyle ki zehirlerini 3 günden fazla vücutlarında taşırlarsa kendi hayatları son buluyordur. bu yüzden kapı aralığı bulsa sokmak zorundadırlar bu üç gün içerisinde. akdenizin yat limanı taraflarında bolca rastlanmakta olan doğa harikasıdırlar ayrıca.
kalem kelâma âşıktır, kelâm kaleme maşuk. kelâm kelimeler vasıtasıyla sarar bir sarmaşık gibi onun vücûdunu. içi ve dışı ile kuşatır. zahiri ve batını ile. zamanla aralarındaki ikilik de kalkar: bir sarmaşık gibi kalemi saran kelâm onun özsuyunu emer, bitirir, onu öldürür, "yok" eder. kelâm ve kalem böylece yek-vücûd olurlar. kalem ölünce maşuk âşıktır artık; kalem kelâm olmuştur. kalem kelâmda fanileşir. kelimelerin "kalb"i vardır, tıpkı "kalb"in kelimeleri olduğu gibi. kalem bundan böyle ne "kalb"e ihanet eder; ne de "kelimeler"e.
yazı yazarız onunla. ama bu kadar basit değil işte. o kalem, her şeyimiz bizim. onunla her şeyi yazarız, akla gelebilecek her şeyi. düşüncelerini, şiirlerini... şimdiki gençler öyle mi ama ? onların kalemi artık klavye.