orijinalinde kamıştan yapılmış ve yazı yazmaya yarayan alete denir; sonradan elle yazı yazmak için kullanılan (bilgisayar hariç) tüm araçlara bu ad verilmiştir;
maden veya taş üzerine kazarak yazmaya yarayan keskin uçlu metal alet;
tülbent ve kumaş üzerine boya çekmek için kullanılan ince fırça;
yazı çeşitlerinden her biri;
bir listede yazılı maddelerden her biri;
yabani ağaçları aşılamak için kullanılan kısa dal parçası;
resmi dairelerden her biri, kalem olarak adlandırılır.
osmanlı zamanında sarayda ve ülkedeki diğer idari yapılanmalarda, yazmanlık, sekreterlik, kayıt işlerinin yapıldığı bölüme de verilen ad buydu. bu sistem ufak değişimlerle cumhuriyet döneminde de sürmüştür.
arapça'da qalam, eski yunanca'da kalamos (vurgu birinci a üstünde) olarak kullanılmıştır; kalamos, kamış, kamış kalem demektir.
yaşadığımız gerçekliği delecek kadar sivri; kaybettiklerimizi, özlem duyduklarımızı ve zamansızca yok olanları tekrardan yaratabilecek kadar cüretkar bir nesne.
Gönlümün elçisi, dilimin kılıcı kalemim.... Hadi ha gayret! Kalbin niyetine kırsa da ucunu ucundan akıttığın acılar,
sen, yazmaya devam et.. Devam et kılıcını kuşanmaya, okuyan anlıyor farzet!.. (kılıçtan keskin).
kendisi yazı yazma aracıdır.. ama özellikle ilkokuldayken kullandığım kırmızı kurşun kalemin defteri delecek kadar bastırmadan adam gibi yazmayışı ve bu da yetmezmiş gibi silmek istediğinde de pembe bir iz bırakmadan silinmeyişi çocukluğumun derin izler bırakan hatıralarından olma suretiyle ayrı bir önem taşır..
küçük silindir biçiminde bir kömür yada mürekkep ve bunların içine konulabileceği bir malzemeden oluşan sesleri, düşünceleri somutlaştırmaya yarayan şey.
Kalem, tarihte antik Mısırlılar ve Romalılar tarafından kullanılmıştır. Kalem kelimesinin Latincesi pencillus, küçük kuyruk anlamına gelir. Almanca Bleistift, kelimenin tam anlamıyla "kurşun kalem" anlamına gelir.Kalem kelimesi Türkçe'ye Arapça'dan geçmiştir. Yunanca kamış anlamına gelen gelen "kalamos" kelimesinin Arapça'da kalem şekline dönüştüğü düşünülmektedir.