prenses kurtarılmayı beyaz atlı soylu bir prensten beklerken avam tabakasından çekirge gibi zıplayabilen musluk tamircisi mario'yu görünce yaşadığı hayal kırıklığından kaynaklıdır. öyle ki kendini kurtaran mario'yu görünce prenses kaleye kendisini tekrar hapsedip o soylu beyaz atlı prensi kendisini kurtarması için beklemeye devam edebilir.
aldığım duyumlara göre reddetme diyaloğu şöyledir:
- mario, çok denedim, çok uğraştım ama olmuyo. sevemiyorum seni bir türlü.
+ ama prensesim, bebeğim. bir kere daha düşün.
- düşünülecek bişey yok mario. olmuyo. inan kendimi ne kadar zorladım bilemezsin.
+ biraz daha düşünsen?
- çok düşündüm bebeğim. arkadaş kalalım.
+ ama sevdiceğim. ben seni ejderhalardan...
- bi dakka telefon çalıyo... ha alo. luigi. bebeğim ben de seni arıycaktım. ben kaleden kurtuldum da, bişeyler içeriz belki beraber dicektim ne dersin?
+ ...
+valla ne yalan söyleyim çok uğraştım. yani gerçekten kolay olmadı seni bulmak.
-hmm
+yani çok zor oldu diyorum bi kahve içelim mi?
-daha sonra içsek. byby canııımmm.
+ananın a*ını s*kiyim.
-€½$
kızların ne kadar vefasız olduğunun delilidir. tabi o yaştaki veletlerin psikolojisi bozulmasın, hayata hep umutla baksınlar diye saklanan bir gerçektir ama böyleykene de böyledir canlarım. mario ondan sonra kendini içkiye vermiştir. hatta bir rivayete göre "no women no cry" yazılı ceketle barlarda boy göstermiştir. prenses de boyu devrilesice luigi yle mercimeği fırına vermiştir. olmaz olsun öyle kanka.
