takımın en hızlı koşan ve en teknik oyuncusu seçilir bu mevki için. zira topu kaptırırsa geri dönmesi şart, kaptırmassa da karşı kaleye kadar gidip gol atması.. başka bi ihtimal yok.
bi nusret vardı bizim mahallalede. aynı okula giderdik, iyi insandı. mahallede ya da okulda maç yaparkene hep aynı takımda olurduk. "ben forvet oluyum la!" dediğimde hiç itiraz etmezdi çünkü. düşün lan, mahalle maçında forvet oynamana itiraz etmiyorlar. skandal!
neyse..
gel zaman git zaman, şeyi fark ettim. gol atamadığımı.. ha sorun benim yeteneksizliğimde olsa eyvallah der geçerdim. ama öyle değildi kazın ayağı. bu ibne nusret kaleden topu bi alıyor hafız, loop! karşı kalenin önüne kadar gidiyor. rakiplerini dizerek..
sonrası; gol.
e forvet benim .minakoyyim! o golleri benim atmam lazım lan. yarrak kafalı pinokyo gibi anlamsız anlamsız el kol hareketleri yapıyorum pas atsın diye, atmıyor. uzaktan görsen beni, "otistik herhal.. eferin iyi etmişler maça alarak, onun da mutlu olmaya hakkı var di mi ama!!" dersin yanındakini dürterek. hareketleri hayal et artık kafanda hafız..
bi gün yine okul bahçesinde maç yaparken, hoşlandığım bi kız vardı okulda, onun bizi izlediğini fark ettim. mutlu oldum lan.. kendimi göstermek için daha bi gayretli oynamaya başladım ama nusret ipnesi yüzünden embesil embesil sağa sola koşturantakımın silik oyuncusu imajından kurtulamadım bi türlü..
böyle 20- 25 dakika kadar devam ettikten sonra, içimden "maç yaparken dikkat çekemiyosam nusret yüzünden, bari nusreti döveyim boks yaparak ilgi çekeyim! ikisi de spor nassa" diyerek yanaştım nusrete doğru. daha doğrusu defansa geldim forvetten.. bekliyorum ki hata yapsın ibine ve gol yesin.. uzun sürmedi, topu kaptırdı ve gol yedik. yoktan bi tartışma çıkarıp, daldım oracıkta. ama ne dalmak.. mıke tyson görse "abimsin!" der, elime ayağıma sarılır. o derece pis girdim (seviyorum bu terimi).
sonra.. müdürn odası, anamın okula gelmesi, müdürün yanında azar işitmek, sınıfta nusretten özür dilemek felam işte..
ha ben amacıma ulaştım mı? ulaştım. yani dikkat çekmek açısından ulaştım.. olayın ertesi günü merdivende beni görünce " bu o ayı değil mi?" dediydi hoşlandığım kız, yanındaki kıza. ordan anladım..
Rakip takımın kalesine kadar çalımlarla gidip, topu kaybedince aynı zamanda kaleci olduğunu hatırlayıp kendi kalesine kadar yardıran mevkidir. Bir neslin cengaverleri böyle yetişti be.
mahalle maçlarının vazgeçilmez oyuncusudur. takıma destek vermesi anlamında kaleciliği ve top tekniği olan oyunculardan seçilir. mahalle futbolu litaratürüne terim kazandırmış oyuncudur; (bkz: çıkışmak)
Özellikle çocukluk döneminde adam eksikliğinden ya da kalecinin kendisine aşiri özgüveninden kaynaklanan, futbola çocuklarin kazandirmis oldugu yerel bir kural. Genel olarak futbol kurallarinda bu kural kabul görmemiştir.