sevilmek ile şut yemek, yanından ayrılmamakla bırakıp gitmek gibi farklardır. kaleci olmaya görsün, maçtan maça, şuttan şuta karşılaşırsınız. kedi ise omuzda, göbekte, elde, avuçta durur. hiç bırakılmaz.
sarışınlar ile esmerler arasındaki fark gibidir. birine tutulunur*, diğerine tutturulur. birine inanılır, diğerine inandırılır. (bu metinde sanal karışıklık yöntemleri uygulanmaktadır)
biri ile beraber olmak günün yarısını alır, diğeri ile ise bir kaç saatini. fark amaçtan kaynaklanır. birine golünü atar gidersin; diğerinin ise bakımını yapar, tüylerini yalarsın.
birisi mahallenin damlarında dolaşan, çöplerinden beslenenidir,
diğeri aldığı milyon dolarları cebe indirip, her akşam havyar yiyen galatasarayın file bekçisidir.
kedi batak oynamıyor mesela, ama bir kaleciye öğretebiliyorsun oynuyor. kamp zamanı filan, hocası var ama onun da, kızıyor, "yarın maç var" diyor, kedide öyle bişey yok, "erdoğan amca senin mırnav la batak oynuyoz" desen kapar odunu kovalar, çok fenadır erdoğan amca, manyak yahu.