en sevdiğim börek çeşitidir. boluda odun sobasında pişeni dünyaca ünlüdür. yeni zelanda da büyük bir pazarı vardır bu böreğin ve ithalatının önemli bir kısmı güzel ilimiz boludan yapılmaktadır.
satrançta önemli bir taştır. her takımda iki adet toplamda dört adet bulunan kale savunma ve hücum teorilerinde çokca kullanılır, düz ve yan ilerleme özelliği vardır.
antoine de saint exupery nin tühsin yücel tarafından türkçe ye kazandırılmış harika kitabı. Exupery nin kendi kurduğu uygarlığın kurallarını ve yaşam biçimini anlattığı bir başucu eser.
nuri ergin'in ismini yanlış yazıp kahramanlaştırdığı figürleri o seviyede bile tanımadığını bir tarafa bırakırsak, ülkücü mafyayı "şehir içinde aşırı sola karşı güvenimizi sağlayan batmanler" olarak tanımlamasını oldukça fantastik buldum. çılgın bir frpdm'i olmalı, ya da hayal gücüne ket vuramayan o uçarı zamane çocuklarından.
polis teşkilatında da hakim bir görüşe sahip olduğuna göre teşkilattan da olabilir tabi. celalettin amirime selam ederim.
hosgelmisimdir cumartesi günü itibari ile yazar olmusumdur. vazgececemedikleri arasinda besiktas basta olmak üzere canakkale ve müzik vardir.
edit: dikkatsizligini caylakligiyla ödeyen yazardir düzeltiyorum, caylak.
Edito: yazar, caylak yok yok yazar, yok canim caylak. Bu ne la? .
denizli'ye bagli olaninin cikisinda bir de eski kale vardir . eski adiyla tabea olarak bilinir .
asirlari devirmis bir cami , cok daha eski bir minare ve yerlere gomulmus enteresan lahitler barindirir . ilgisi olanlarin gormesi hostur, guzeldir .
zamanında kimilerinin çevrelerinde hendekler olan aşık olduğum yapı/yapılar. mesela kimi zaman redkit'de, kimi zaman western filmlerinde gördüğümüz tahtadan yapılmış şeylere de kale diyorlar. ama öyle kale mi olur amına koyayım? kale dediğin taştan inşa edilir -ki dayanıklı olsun. yüksek olur duvarları da, kendi binası da. sonra pencereleri ince uzun olur ki ok atılabilsin ama içeriye ok çok çok ço-a-k zor girsin. girenleri de robin hood atmış olsun ancak. wilhelm tell de olabilir. ama gerçi wilhelm arbalet kullanıyordu, ondan çok iyi bir performans beklememeli bu yüzden -hele yüksek pencereler için. hani prensesin falan zorla alıkonulduğu kulelerdeki pencereler. aslında prens ve prenses laflarından hiç hoşlanmam. benim için orta çağ hatunu lady olmalıdır ben de leydi diye okumalıyımdır. prenses ne. ne kadar yapmacık, kıytırık. hiç asil bir havası var mı allağsen prensesin? yok. sonra ne bileyim, bazı kalelerin burçlarının üzerlerine set halinde tahta şeyler olur, yanlamasına, uzunca. işte mesela onların çivileri-vidaları falan iç tarafta olmalıdır. duvarın içine, kaleye doğru yani -ki dışarıdan sökülemesinler. çünkü dışarıda düşman var. daha kötüsü düşmanlar var. sonra ne bileyim duvarların köşeleri falan iyicene güçlü-kuvvetli olmalı. oralar kolay yıkılıyor nispeten. sonra ne bileyim, dışarıdan tünel kazıp kalenin içine girilmesin diye, kaleyi inşa etmeden önce kanalizasyon sistemi kurulmalı. hep çiş-kaka olmalı orada -ki kanalizasyonu tersine takip edip girmesinler tuvaletlerimize. ileride bir tane satın almak isterim kale. ya da işgal etmek. bilmem. kısmet.
bostancı sahilde en köklü içkili mekanlardandır. cumartesi, pazartesi, kandil, ramazan tanımaz her daim kalabalıktır. muzik falan yoktur ya da radyodan kısık bi sesle çalar, iş stresinin atıldığı, arkadaşlarla sohbet edilen, müşterileri oturaklı yerdir. çalışanları da iyidir, hesaptan geçirilmez, ayrıca et sotesi çok güzeldir.
futbol oyun kurallarına göre; 7,32 metre uzunluğunda, 2,44 metre boyundaki üç direk ve bir çizgiden oluşan futbol oyununun bir parçası. topun tamamı bu çizgi ve direkler arasından geçtiğinde gol olarak değer kazanır. kulaklarımızda daha çok ercan taner sesiyle değer bulur: " yedie otuz ikie kaleeee, iki kırkdört boyyy, semiyeeeeee semiyeeee dışarı attıaaa dışarıı attıaaa"
Kartaca kumandanı Hannibal'in düşmanlarına esir düştüğü yer.. Fakat esir alınamamıştır...parmağında taşıdığı yüzüğünü açarak içine önceden konmuş olan zehri içmiştir.