kale burcu

entry9 galeri0
    1.
  1. 2.
  2. üzerinden düşmana kızgın yağ dökülen savunma amaçlı kale bölümüdür aynı zamanda.
    türk filimlerinde, kale burçlarından atılarak öldürülme sahneleri çokca işlenmiştir.
    0 ...
  3. 3.
  4. 4.
  5. 5.
  6. defans pınar, ortasaha tülin, santrafor merve. (bkz: yok artık kobe bryant)
    0 ...
  7. 6.
  8. 7.
  9. şiir kadar güzel. şiire yakışan. kardeşim, yoldaşım, arkadaşım...

    Karamela

    Yanık şekerim sert, hayatsa daha berbat,
    ikisinin de aynı kağıttan çıktığını unuturdum
    unutmasına da, ben tuttum birini sevdim,
    hayatı nasıl sevdiysem onu da öyle sevdim:
    Tarçın Kokulu Kız, Carmen, Ay Carmela...
    O nane likörüne bayılırdı ama, ben onu
    sıcacık bir kahvenin dumanına benzettim,
    o da beni birine benzetmiş olmalı ki, tuttu
    aşk derdine düştü, şimdiyse terketme sevdasında!
    Aşk dünyaya bizden önce gelmiş de erkenden
    açmış gibi dükkanını, onun kokusuyla tanıdım
    aktarları, acı sözlerini aşkın tuzu biberi saydım,
    onun huylarıyla karşılaştım eski tuhafiyelerde:
    Aynalı Pasaj, Bonmarşe ve Altın Düğme...
    Biri birine uymayan binbir huy, binbir çeşit,
    bir dükkana rastladım duvar taş, kapı kilit,
    ne tatlı sözlerim açabildi ne iyi huylu şiirim,
    karamela dükkanı olduğunu en sonunda öğrendim!
    Şimdi yanık şekerim sert, hayat ondan da dert,
    ben zaten tiryakiyim, ayrılık aşktan da berbat!

    Ah karamela şekerim, aşk tatlı da insanlar berbat!

    Haydar Ergülen
    1 ...
  10. 8.
  11. 25şubat - 28 şubat
    çekingendirler. çok fena utanırlar. ama özünde sıcakkanlı insanlardır. ikizlerle anlaşamaz balıkları dövmek isterler. hepsinin yükseleni aynıdır. nedir bilmiyorum ama aynıdır.
    1 ...
  12. 9.
  13. şiirinden can bulduğum, dünyanın en güzel kadını...

    "
    Erkek kadına dedi ki:
    -Seni seviyorum,
    ama nasıl,
    avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
    parmaklarımı kanatarak
    kırasıya
    çıldırasıya...
    Erkek kadına dedi ki:
    -Seni seviyorum,
    ama nasıl,
    kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
    yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
    yüzde hudutsuz kere yüz...
    Kadın erkeğe dedi ki:
    -Baktım
    dudağımla, yüreğimle, kafamla;
    severek, korkarak, eğilerek,
    dudağına, yüreğine, kafana.
    Şimdi ne söylüyorsam
    karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
    Ve ben artık
    biliyorum:
    Toprağın -
    yüzü güneşli bir ana gibi -
    en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
    Fakat neyleyim
    saçlarım dolanmış
    ölmekte olan parmaklarına
    başımı kurtarmam kabil
    değil!
    Sen
    yürümelisin,
    yeni doğan çocuğun
    gözlerine bakarak..
    Sen
    yürümelisin,
    beni bırakarak...
    Kadın sustu.
    SARILDILAR
    Bir kitap düştü yere...
    Kapandı bir pencere...
    AYRILDILAR...
    "

    Nazım hikmet
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük