kırmak kolay da onarmak ne kadar da zor..
ağzınızdan karşınızdakine kıracak bir söz çıktıysa naparsanız yapın o söz kolay kolay çıkmaz karşınızdakinin içinden,el yarası geçer de dil yarası geçmez diye boşuna dememişler.
o kalp kırgınlığı zamanla kabuk bağlıyor belki zamana karşı koyması zor ama o yaranın kanaması an be an meselesidir. kalbi kıran lakırdı insanın aklına gelmeyedursun,o zaman o iç bir kez daha acır,o yara bir kez daha kanar...
kalbi kıran kişinin kabe nin duvarlarını yıkmış kadar günaha gireceği olay. bu bir hadistir. kalbi kırılan insansa kısmi bir bunalıma giriyor sanırım. (bkz: kendimden biliyorum)
eğer karşı cins tarafından olduysa en acısı olan,devamlı burnun akması ama ağlanmaması.ağlandığı an topla kendini diye kendi kendimize teselli vermemizi sağlayan bi an gözümüzden akacak olan damlayı hemen elimizle silmemizi ama arkasından deli gibi ağlamamızı saplayan hiç geçmeyecek birdaha hiçbirşey hiçkimse düzeltemeyecek diye düşünmemizi sağlayan olay.*
Kalbin kırılması, hıc beklemedıgın bır zamanda, hiç beklemedıgın bırının sana bu dunyadakı en buyuk acıyı tattırmasıdır ve kalbın parcalara bolunur zamanla bırlestırırsın o parcaları fakat bır parca hıc bır zaman yapısmaz sen herzaman onun acısını hıssedersın taki olene dek, tabi zaman ılacıdır derler her acının gercekten ilacıdır ama gecırmez sadece uyusturur, unutturur.
çoğu zaman gelişmemiş bir beynin sonucu olarak çıkar karşımıza.yapılan bir hata insana insan özelligini kazandıran bir sıfattır peki.ancak hata dan sonra hala angut tavırları devam ediyor ve hata algılanamamış , algılanmış yada pişkinliğe vurulmuşsa kalbin kırılması kaçınılmazdır.bu noktada hepimiz insanız , önemli olan kalbin kırılmaması tutumları yanlıştır.zira insan hatalarıyla olgunlaşan bir canlıdır.suratına vurulması , kalbinin kırılması akıllı bir bünye ile birleşirse tadından yenmez.
bir olayın ya da birinin kalbe dokunacak bir şey yapması ve kişiyi incitmesidir.
şerefsizlerin ve duygusuzların asla yaşamayacağı bir hadisedir,
kalbi kırılan insan hassas insandır.