insanlara artniyetsiz yaklaştığınızda ve onlara iyi davrandığınızda sıkça başınıza gelir.
bu devir, samimiyetsizlik devri. çıkar ilişkileri devri. iyi niyetinizi iyi insanlara karşı kullanın. yoksa o silahı size doğrultup kalbinizden vururlar.
Yazıp yazıp defalarca silersin, on dakika bomboş tavana bakarsın, o esnada dinlediğin 7-8 şarkının ilk dakikasında değiştirirsin...
Aslında anlatmayı da dener, bir süre sonra bırakırsın. hatta o farkında bile olmaz içindeki anlatamadıklarını, kırgınlıklarını... (örtersin üzerini, geçti zanneder. Geçmez)
Gece içine bile atamayacak kadar üzülürsün...
Ülser için atak dönemiyle birlikte metpamidle başlayan günlerini gaviscon şuruplarıyla tamamlamak üzere başlayan festival tadında birkaç gün sürecek olan zamana girersin...(6 saatte bir safra bulantısı nöbetleri de cabası)
Tek damla su, tek lokma yemek geçmez boğazından, bilirsin ki işe yaramayacak, iyi gelmeyecek kalbe...
Doktor mideni anlarken, kalbinin kırıldığını anlayamaz haliyle.
Sebebi bellidir; insanın önce ruhu hastalanır zira sonra da bedeni...
Peki kalbi ne ara kırılmıştır?
Ruhla bedenin artık anlaşamadığı o küçücük "dışlanmışlık" anını hissettiğinde...
ne illet bir his.
gecenin tam 5 bir yarımında buldu beni.
5 yıl önce, bu gün bu ay ve bu saatten beri kaçmaya çalışıyorken hemde.
püü, gözümden gelmesi gereken yaşlar içime oturdu, benliğim sular altında kaldı.
tüm hislerin zarar görmesi de denebilir. her kırgınlık, zedelenen hislerde his kaybına sebep olacağından, hissizleşmek diye adlandırılan ama aslında kap kırıklarının bütününden ibaret olan bu durum, zamanla iyileşme de göstermeyecektir.
kalbinizi zorlamayın. yazık ki, geçmeyecek.