yaşanılan en derin acıların karşısında yapılacak bir şey bulunamadığında,çaresizce beklediğinde,kalbinin içini parçalarcasına seni yokladığı an sarf ettiğin laf...kalbim acıdı...
girişinden bellidir şarkının ne derece yaralayıcı olduğu..lazcadır, bilmeyen bişey anlamaz ama hisseder yürekler aslında neler anlattığını. gözler ufuklara dalar, belki bir damla yaş gözlerden , kalanıysa kalbine akar..dinlendikçe dinlenir, dinlenir, dinlenir.....
Sana sancıları gösteren biri var mı orada
Hayatın gerçek olmadığını ve filmlerin sahnelerini
Hiç bu kadar üşüdün mü?
Sevmeyi öğrenemedin mi hala?
Yıldızlar görünüyor mu orada?
Aşk hala gelmedi değil mi?
Gitti bir kere gidiş o gidiş...
Rüyalarım içimden çıkıp dolaşıveriyor ortalıkta
Herkes bizi konuşuyor
Seninle benim yalnızlığımızı...
Umut yok hala değil mi orada?
Parmaklarım bir aşk filmini yazıyor hala.
Her karesinde gözyaşları olan bir hikaye...
Her büyük aşk bir tehlike yaşar mı?
Bu fırtınalar olmasa yağmurların değeri anlaşılır mıydı?
Başka bir şey kalmadı çamurlarım dışında.
Hala çamurların arasında üşüyen o yaşlanmış gencim...
Her biten günün batışında gece oynar benimle.
Gel ve söndür artık yıldızların ışıklarını!
Kalbimden vur benim ve öldür aşkımı artık!
Sen sarıl bir başka vücuda...
Tanrının bana sundukları acımı dindirmeye yeter...
Sen dokun bir başka vücuda
Ben sana hissettirmeden ölüveririm.
Kırık bir aşk yaşayabildiği kadar yaşar bir kelebeğin ömrü kadar!!..
uzaklarda bir yerlerde bir ses armonisi calınır kulağınıza once.. sesi takip edemeyecek bir vaziyettesinizdir.. ama ruhunuz düşmüştür o sesin peşine.. anlamamışsındır belki sözlerini.. ama aslında anlam vermişsindir o sözlere.. bilirsin ki vardır bir acı.. bilirsin ki değmiştir hasret bir yerlere.. diline yapışmış olur kelimelere hapsolmadan.. yavas yavas yer eder içinde..oyle bir sarkıdır bu..
''bir gün yolda yürüyordum, bir şarkı duydum, kalbim acıdı.. bu kadar..''
evet.. bu kadar..
doğdum dünya denen kente.
zaman mı, bu şehir mi, bilmem bu hayat mıydı?
belki de bu dünyanın bir türlü anlaşamayan insanlarıydı;
sokak çocukları,
savaşlar,
felaketler...
anne, yaşam yüzüme bir tokat gibi indi.
yüzüm değil,
kalbim acıdı...
şarkının dilini anlamasamda beni ilk duyduğum andan beri deprem gibi sarsan, kalbimde kırılmadık hat bırakmayan, beyin ve kalp ölümü gerçekleştirecek kadar etkili, umay umay ve kazım koyuncu düeti olan, şarkının içerisindeki kelimelerin ve müziğin bile canını yakan mükemmel şarkı.
kazım koyuncuyla umay umayın muhteşem düeti. kalbi acımayanın bile kalbini acıtır bir de acıdığını düşünün..
Kaç yürek dayanır susuşuna sevdiğinin?
bir daha görememek seni; ağlamanı yahut yemeğini yiyişini görememek...
bunu bir anlatabilsem içime; bir ikna edebilsem kendimi...
bir sabah sustursam içimdeki beni; bir sabaha gülerek başlasam; yapabilsem sen olmadan...
kim demiş melodilerin, notaların, yitip gitmiş bir adamın ardında kala sesinin ağırlığı olmaz diye. dinledikçe omuzlarınız çökmüyor mu sizin de. dinledikçe ruhunuzun bir parçası hiç çekmediğiniz acılar için parmak uçlarınızdan kayıp gitmiyor mu.,? ilahi kazım., kalbimizin aynasıydı, anasıydı zaten acı. durup dururken bu şarkı niye.