sürünmeye mahkum romantiktir. gerçi kalp dediğimiz yeri de beyin yönetir. ikisini ayırmak ne kadar mantıklıdır orası da tartışılır ama kesinlikle sürünmeye mahkumdur.
mütemadiyen kalp kırıklıkları neticesinde kalan kalbi eninde sonunda bir noktada beyninden küçük boyutta kalacak olan, hayal kırıklığı yaşamaya mecbur insandır.
kalbim acılar karşısında genleşme özelliğine sahip..
canım acıdıkça genleşiyor ve yeni acılara yer açılıyor. yeni acılara yer açıldıkça canımın tekrar acıma ihtimali doğuyor.. *
beyni, 'yapma!' diye çığlık atarken, kalbinden gelen çekici büyüleyici sesleri takip eder. zaman zaman kaybedebilir ama pişman olmamalıdır. hayatta pişman olunması gereken tek şey, o an içinden geldiği halde kendini sınırlayarak yapılması gereken şeyden kaçmaktır. bir kere pişman olunacağına, bütün ömür boyunca pişman olmak, kişinin kendi vereceği karardır.
günlük yaşamımızda bu tip insanlarla, farklı yerlerde karşılaşıyoruz. kaldırımın üstünde oturan sakallı uzamış, dilenen boş bakışlı amca da olabilir. yazdığı kitaptaki her satırdan büyülendiğimiz insan da... bunların arasındaki ince çizgiyi, yaşanılan olaylardan alınan dersler, tecrübeler belirler. bunları kullanarak, duyguları terbiye etmek gerekir. bu eğitim, hiç bir ilim veya bilim yuvasında alınamayacaktır. ancak insanın kendi kendisine kazandırabileceği, artı bir değerdir.
her rengi görebilecek olma ihtimali vardır, azıcık kafası varsa biraz daha fazlası da gerekiyor olabilir. beyin duygu bilmez. kendisine aşıktır. beyin başkalarının kucağına gitmek istemez. kucağa alırken de tedirginliği içinde barındırır.