illaki yalnız hissetmek için zeki veya mükemmeliyetçi yada entelektüel olmak gerekmez , bazen buna aşırı duygusallık ve adını koyamadığın derin bir boşlukta sebep olabilir...
etrafındaki insanlara et ve kemik muamelesi yapmaktır aynı zamanda. kendini çok farklı hissedersin. hiç kimseyi kendi düzeyinde görmezsin. özellikle içe dönük bir karakteriniz varsa her zaman yalnız hissetmeniz normaldir. mükemmeliyetçi kişilik başa beladır.
grup seks sırasında "birinin tuttuğunu, birinin pişirdiğini, birinin yediğini" görüp dördüncüsünün ne yaptığını unutarak "hani bana hani bana" diyerek mahzunlaşıp öylece bi köşeye çökmek.
öylesine zavallı hissedersiniz ki o an kendinizi, kiminin ağzı dolu kimi eline almış oynuyor kimisi
de pişirip, yani spanking olayına girmiş kızartıyor, ve siz orada ne yapacağınızı bilmez bi halde
eliniz sikinizde malak gibi bekliyorsunuz. aman allahım ne kadar da korkunç bi hüzün. zavallılık.
hem yemek değil ki bu olaya bodosloma, ortadan "afiyet olsun kardeş" selamıyla girebileseniz.
hayır tek başına olsanız bu kadar koymaz, 31'e başlar, olursa olur, beceremezseniz de çeker
donunuzu oturursunuz. ama ya böylesi... kalabalıklar içinde yalnız olmak, tek başına, biri boşalır da yerine girerim, tabi o da çağırırlarsa demek, inanın dünyanın en kötü hissi, evlerden ırak yüce tanrım.
o ne harika bir histir. insanlar konuşuyor duymuyorsun çünkü o an kendinle uğraşıyorsun. sıkıcı insanlar , sahte yaklaşımlar , samimiyetsiz arkadaşlıklar hiçbiri zırhının içinden geçemiyor. o kadar memnunsun ki bu durumdan ... insanlar yalnızlıktan delicesine korkuyorlar halbuki korkularını yenip yalnız kalmayı başarabilirlerse her şeyi daha iyi çöüzümleyebilecekler ve sırf yalnız kalmak korkusundan samimiyetsiz insanlara yönelmeyecekler. kendi kabukları içinde kendi mutluluklarını bulacaklar.
insanlara mal mal bakip onlara ayak uydurmaya calisirsin ama basaramassin. oyle bi durumki insan onun icinden cikmak icin kendini 1001 suya atmasi gerekir yada elinde telefon takilcak.
bazen boş kalabalıklar içinde yeriniz olmadığını düşünürsünüz, bu sizin farklı bir düşünce yapısına sahip olduğunuzu yada psikolojik olarak o an orada olmak istemediğinizden kaynaklanır.
şebnem ferah'ın başının altından çıkmış bir sözdür, çıkmaz olsaydı da dillere düşmeseydi genel ruh halimiz, içimizde kalsaydı.
"bu kalabalık içinde, yapayalnız hissetmektense,
dünyanın bir ucunda, tek başımayım..."
(bkz: can kırıkları)
Öyle eksildik ki yaşarken,
bize dokunan her şeyi eksiltiyoruz.
Yalnızlığımızla çoğalıp kalabalıklığımızla eksiliyoruz
ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız.
Ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz...*
çevresine kendini yakın hissetmeyen , konuşulanların anlatılanların kendisi için hiç birşey ifade etmediğinin farkına varan insanın yaşadığı durumdur. Belki birini arar gözleri.
"evet ben tek başımaydım
onlarsa çok yalnızdılar"
şeklinde sevgili Afşar Timuçin şiirinde özetlenen insan tipinin kafa halidir...tek başınayken de yalnız olmayabilirsin. Etrafında onlarca insan varken de yalnız olabilirsin. Hülasa,yalnızlık ile tek başınalık kavramlarını karıştırmamak lazım gerekir
kişiler farklı yaşananlar hep aynı. tamam anlaşıldı yalnız depresif hem konuşmak hem de kimselere hiçbir şey söylememek istiyorsunuz belki değil kesinlikle sövüyor nalet olsun diyor bu saçma sapan ruh halinden yatcaz kalkcaz yatcaz kalkcaz diyerek kurtulmaya çalışıyorsunuz. tamam sakin şimdi bir yeşil çay iyi gelir yoksa eğer nane limon sirke sıcak su .