home sweet home yaklaşımında bir insandır. evinden başka yerde huzur bulmaz. dolayısıyla sadece gerekli gördüğünde dışarı çıkar. memleket öyle bir hal aldı ki artık her yer kalabalık amk. duraklar, fast foodçular, alışveriş merkezleri, kafeler, mağazalar, her yer... bir de çözmek için çaba sarfeder; ulan bu kalabalık parayı nerden buluyor acaba? çünkü bir pazar günü eşiyle dışarı çıkmış ve 100 lirası uçup gitmiştir. (bkz: ali sami mode on).
dışarı çıkmak;
para harcamaktır.
sahte insanlara, yapay ortamlara tanıklık etmektir.
sosyalliktir diye kimse kendini kandırmasın. çünkü dışarda bir kafede oturanların tamamı cep telefonundan facebook'a giriyor. karşısındakilere paylaşımları gösteriyor ve muhabbet bunun üzerinden yürüyor. hatta bazen muhabbet bile olmuyor. böyle sosyal olacağıma, evde huzurlu asosyal olmayı tercih ederim amk.
Ben ya da benim gibi olan kişiler sanıyorum ki kalabalığın en çok gürültüsünden rahatsız olurlar. Zaten çoğu kişi düzgün iletişim şeklini, konuşma adabını bilmemektedir. Yüksek sesle ve karşısındakine söz hakkı tanımayarak bunu gerçekleştirmeye kalkar. Bu da neticede gürültü kirliliği denen rahatsız edici atmosferi oluşturur. Diğer bir etken de kalabalık kitlelerin kişinin göz zevkini bozması ve ruhsal açıdan onu boğması durumu olabilir. Yani en azından bana göre öyle diyebilirim. Bu tarz kişiler kendilerini ortamdan soyutladıkları için asosyal olarak değerlendirilirler. Fakat daha çok anti-sosyaldirler.