bir vakitler eskişehir'de musluklardan akan, daha sonra eskişehir büyükşehir belediyesi tarafından şişelenerek makul fiyatlara satılan ve geniş dağıtım ağıyla oldukça kolay ulaşılabilir olan, eskişehir'de yaşayanların pınar, erikli gibi markalara bir ton para bayılmamasını sağlayan su.
lanet ettiğim su markası. dağıtım elemanlarından bıktım, her sabah aynı saatte zilimi çalıyorlar. kullanmıyorum suyunuzu her sabah zilimi çalmayın, uyandırmayın, insanı kanser etmeyin uyarılarıma kulak vermiyorlar. apartmanda kullanan kim varsa alın kapı numaralarını ona göre basın kardeşim zillere yettiniz artık!
bunları taşıyan kamyonlardan çalan ve adamın beynini resmen oyan iğrenç bir müziği var. hani aygaz'ınki falan senfoni kalır yanında. öyle ki normal bir insanı peşpeşe dinletme suretiyle yarım saatte psikopata çevirebilirsiniz. eskişehir'de geçen askerlik günlerimi zehir zıkkım etmişti bu kalabak. ah kalabak, vah kalabak...
güzeldir araçları müzik eşliğinde gezerken yakalanması çaba gerektiren aracın sattığı meşhur eskişehir suyudur. (bkz: eskişehir'i suyundan içmeyen bilmez)
eskişehir de yaşadığım yıllarda açılmamış damacanasından hamamböceği çıkması ile sansasyon yaratmış ama tat firmasının alması ile hijyen yönünden hiçbir sorun kalmamış sudur. eskişehir in unutulmaz sembollerindendir.
içenin bir daha eskişehirden ayrılamayacağı rivayet edilen, eskişehirin suyudur. dağıtan kamyonların sesleri hafızalara kazınmıştır. sabah o sesle uyanmak kadar sinir bozucu bir şey var ise o da eskişehirin dayanılmaz soğuğudur.
kütahya türkmen dağındaki su kaynağının iki çıkışı vardır. kütahya tarafındaki çıkışa incik suyu, eskişehir tarafındaki çıkışa kalabak suyu denir. adı buradan gelmektedir.
Geçmiş senelerde yenikent'teki su dolum tesislerinde tankerlere hortumlarla doldurulup, halka satılan sudur. Daha sonrasında damacanalara doldurularak daha steril hale getirilen, Markalasmış sudur.