1400'lü yıllarda Türklerin kahveyle tanışması sonrasında zaman içinde kahve bu renge adını vermiştir. Japonlar aynı renge, çay rengi anlamında "chairo" (Cha:çay, iro:renk) derlermiş. Osmanlıda "Fındıki" diye adlandırılmıştır. ingilizcede de adını fındıktan (hazel) almıştır.
Günümüzde "alageyik, alabalık" örneklerinde gördüğümüz ve "rengarenk" anlamındaki "ala" sözcüğü Türkçede kahverengi anlamında kullanılmıştır. "Ela"nın kaynağı da bu sözcüktür.
Eski Türkçe'de kahverengi anlamında kullanılan sözcük ise "konur" (kongur)dur. Bu sözcüğün anlamı kaynaklarda "yanık al, yağızımsı al" diye verilmektedir.
Açık kahverengi saçlar için kullandığımız "kumral" da bu sözcükle "al"ın bileşiminden (konural) "kumral" olmuştur.
Türkçe bozsözcüğünün bir anlamı da kahverengidir. Boz ayı, kahverengi ayı anlamındadır. *
doğaya can veren renktir.gözleri kahverengi insanlara da bu tonlarda kıyafetler acayip yakışır.kahverengiye sahip olmak,rengarenk asalettir.kendini güzel bir masal perisi gibi saklamasını bilen başka bir renk var mıdır -yoktur efendim - siyaha siyah, beyaza beyaz, sarıya sarı derler de neden kahverengi nin bir şanı yoktur.belki de o şanı şöhreti sevmiyordur ya da doğa öyle uysallaştırmıştır onun pigmentlerini.ya erkek ya kadın ya hayvan ya eşya... en çok üstümüze sinip bize gizlice yakışan en güzel renk sensin ey kahverengi!
Rahat bir renk olarak kabul edilir. karşınızdakinin kendini resmiyetten uzak ve daha rahat hissetmesini ve açılmasını sağlar. sadakati de sembolize eden renktir.
isminin bir diyalog esnasında türediği rivayet edilir,
tdk. 1800 lü yıllar;
- kazım abi buna ne diyelim ?
- neye necmi neye !! yeter lan.
- tamam abi kahveyeçalan olsun yok yok kahveyekaçan hmm..
- yok kahverengi amk.
- tamam yazdım
- lan ciddiyemi aldın pez..k.