osmanlı zamanında eve misafir geldiğinde kahveyle birlikte su getirilirmiş. misafir toksa kahveyi alırmış. açsa suyu. tabii ozaman hemen sofra kurulurmuş. böylece çok ince bir nezaketle anlaşılırmış..
bilinenin aksine kahvenin yanında getirilen su, sonrasında telve tadını geçirmek için değil, içmeden önce ağzı temizlemek ve kahvenin tadını daha iyi alabilmek içindir.
her tudum ilki gibi zevk versin diye. bu etkiyi iyice güçlendirmek için bunların yanına az bir nane likörü bir de küçük çikolata ekleyin, tadından yenmez.
kahvenin yanında gelen su ağızdaki diğer tatları temizlemek için önce içilir. kahveden sonra su içilmez bunu yapana da kız verilmez dikkatli olunması gereken durumdur.
zira kız bu kahveyi rezil etti beni de rezil eder diye düşünebilir.
telve tortumsu, ince tanecikli bir yapiya sahip oldugundan mutevellih bogazda gicik yapmaya elverislidir bu gibi durumlarin akabinde girilen oksuruk krizine onlemdir o bir bardak su.
Osmanlı'da kahveye atılan zehir renginden dolayı belli olmazmış zehrin en iyi kaybolduğu yiyecek/içecek maddesi kahveymiş. zehir suda çözünerek kendini belli eder. padişah kahveyi içmeden önce bir miktar kahveyi suya dökermiş bu şekilde anlarmış. o zamanlardan gelen bir adettir.