kış aylarının vazgeçilmezi, kokusuyla, tadıyla insanı bağımlısı yapan içecektir. sabah ilk iş kahve içilmezse bütün gün sinirli, aksi bir insan olunabilir. kahve içtikten sonraki rahatlığı yaşamak ise ayrı bir güzelliktir. fındıklı kahvenin ise müptelası olunur, elinden düşüresi gelmez insanın.
kahve agacı, bahçelerde sık bulunan, yeşil yapraklı gardenya agacının akrabasıdır.kokusu yasemine,yaprakları akasya agacının yapraklarına benzer. kahve agacının boyu 9 - 12 metre arasındadır. ancak kolay toplama yapabilimek için, 2 metre uzunlukta tutulur. dunyada iki çeşit kahve çeşidir vardır, bunlardan biri sık kullanılan arabica, diğeri ise robustadır.
arastırmalara gore kahve sarhos bir insanın ayılmasına yardımcı olmaz, hatta cogu zaman alkolun etkisinin artmasına yardımcı olur. ayrıca sabah uyanınca elma yemek, kahve icmekten daha cok uykunuzu acarmıs. yoksa kahvenin tahtı sarsılıyor mu?
-yolculuga 11.yuzyılda etiyopyadaki bir cobanin kehve yiyen kecilerin uzerindeki canlandirici etki yaratmasiyla baslayan kahve yemene afrikali gocmenler sayesinde gecti.sonra burda kahve cekirdekleri kurutularak icecek haline getirildi.16. yuzyıla kadar tarimsal yetistiriciligi araplar tarafindan sir gibi saklandi.mekkeye gelen hacilar tarafindan taninmaya basladi..
-1554 yilina istanbul tahtakele de dunyanin ilk kahvehanesi acildi.istanbullu kahvecilerden etkilenen venedikli tuccarlar avrupadaki ilk kahvehaneyi venedikte actilar.fransada ilk defa bir tavernanin menusunde yer aldi.1630 yilinda bir turk multeci universiteli ogrencilerle kahveyi tanistirdi ve ingilteredeki ilk kahvehaneyi acti.ingilteredeki ikinci kahvehane 1652 yilinda acildi.1669 yilinda osmanlinin paris buyuk elcisi sulayman aga 14. lui nin sarayinda verdigi partilerde fransiz soylular arasinda yayilymaya basladi.
-1683 yilinda viyana kusatmasi sonrasi osmanli askeri kahve cekirdeklerini savas alaninda birakti.bunlarin ne ise yaradigini bilen polonyali bir gocmen viyananin ilk kahvehanesini bu cekirdeklerle acti.1689 yilinda pariste cafe procopeadinda bugune kadar ayni isimle hizmetine devam eden kahvehane acildi.
-1600 yillarin sonlarina dogru araplarin tekelinde ki kahve yi hollandalilar mekkeden gizlice kacirdiklari kahve cekirdeklerini java adalarinda yetistirmeyi denediler ve basarili oldular.
-1713 yilinda hollandalilarin kral 14. lui ye kahve fidanlari hediye etmesiyle fransizlar ilk kahve serasini kurdular.
fransiz bir deniz subayi somurgelerindeki martinik adasinda basarili denemeler yapti.
-1773 te ingiltere kralinin caya uyguladigi yuksek vargiy iprotesto eden amerikan kolonileri kahveyi kuzey amerikanin ulusal icecegi ilan etti.
bu tarihlere kadar kahve tarimi olmayan orta ve guney amerikaya martinik adasindan yayilan kahve cekirdekleri ile 50 yilda orta ve guney amerikaya 20 milyon kahve agaci yayildi.bugun dunya kahve uretiminin ortalama %85 bu kıtadan gelmektedir.
etiyopya nın kaffa bölgesinde yaşayan halid isimli bir arabın, keçilerin yere düşen kahverengi kahve tohumlarını yemesini farketmesi kahveyi günümüze getirmiştir...
ilk olarak, Halid isimli bir Arapın, Etyopya'nın Kaffa bölgesinde keçilerin yere dökülmüş koyu renkli tohumları yediğini fark etmesiyle bulunan madde. Kahve 1645'te Venedik'e geldi.
günde iki üc bardakdan fazla icince unutkanliga yol acan icecek, bana nedense ne kadar sert yapsamda hicbir etkisi olmayan icecek uyicam geldiginde uyuyorum istersen 10 kahve ic. *
en vazgeçilmezi türk kahvesidir. özellikle mangal ateşinde yapılanı ve ağır ateşte pişeni evladır. yeryüzünde aromasıyla yarışabilecek sayılı içecek vardır. en kalitelisi kuru kahveci mehmet efendi nin ürettiğidir.
çikolata ve nikotin karışımı olduğunu keşfettiğim içecek ya da şey. şöyle ki; ağzımda çikolata vardı sözlük, sonra sigaramdan bir fırt çektim ve kahve tadı aldım. gerçekten güzeldi. neden yaptığımı bilmiyorum ama güzeldi işte be. ulan çok canım sıkılıyor yaa. mesgale'ye mi kassam acaba? hmf.
kokusunu parfüm olarak kullanmayı istediğim içecek...içmeden önce önce derin bir nefers alır ve önce kokusunu içinize çekersiniz, ardından içtiğiniz bir yudumdan sonra gözlerinizi kaparsınız ve ohhh dersiniz... işte mutluluk anlarından biri daha diye düşünürsünüz.