bilim adamları tarafından yeni yapılan araştırmalar sonucunda çok faydalı olduğu, günde üç bardak kahve içilebileceği açıklanmıştır. bu faydaları arasında ise, kanser hücrelerini öldürüyor olması ilk sırayı almaktadır. kahveyle ile ilgili bilinen zararlı olduğuna dair tabularıda böylece yıkılmıştır.
kahverengi çekirdeklerinden toz haline dönüştüğü zaman, koyulduğu hava almayan kavanozun açılışı anında etrafa yayılan müthiş bir kokusu vardır kahvenin. bazen yağmur yağdığında dışarıda bir ışık demeti gibi süzülüp birbirine paralel olmayan açılardan geçen gölgeleri izlerken, sıcacık evinizde bacaklarınıza örttüğünüz polar battaniyeye dökmemeye çalışarak yudumladığınız o kahvenin tadı daha bir başka olur, daha kahverengi. http://galeri.uludagsozluk.com/r/kahve-27636/
1 bardak kahve içebilmek için gerekli kahvenin doğada yetişmesi için bitkinin 140 litre suya ihtiyacı varmış .amerikalı bilim adamlarının dediğine göre..
Nerede içiyorsan, kiminle içiyorsan, hangi halet-i ruhiye ile içiyorsan tadı farklıdır.
Sahilde oturduğun rüzgarlı bir sonbahar günü, en sevdiğin dostun ağlarken içtiğin kahvenin
tadı kederlidir.
Kahve telvesine yüreğinin acısı karışır.
Bir pazar öğle sonrası annenin "hadi bir kahve yap da içelim" dediği kahve; huzurludur.
köpükler annenin gözbebeklerine yansır.
Dudağının kıyısında kalan küçük bir gülümsemedir.
Bir gece vakti zil zurna sarhoş birinin içtiği kahve; düşülen kuyudan çıkma gayretidir.
Koyu kıvamlı kahverengi bir ipe tutunur, çıkmaya çalışır. Beyhude bir gayrettir.
Dostlarla içilen kahve; neşelidir.
Minik, lâkin içten kahkahalar köpüklerin üzerinde yüzer.
Tek başına balkonda içtiğin kahve; yalnızlıktır.
Acıdır tadı...
Ama garip de bir keyfi, lezzeti vardır...
Baban için yaptığın kahve ; sevgi doludur.
Eski fincanda, az şekerli.
Kahve gibi görünmez sana.
Ama sıcaktır, dumanı tüter ve kokusu büyülüdür.
Beklemediğin bir anda sana uzatılan kahve bambaşkadır.
Isıtır içini.
Yorgun olduğunda içtiğin kahve hafifletir seni.
Kendine getirir, unutturur günün ağırlığını.
Kahve aynı kahvedir belki.
Köpüğüyle, rengiyle, dumanıyla aynı kahvedir.
Ama içilen kahveler ruhunun süzgecinden geçer ve tadları değişir...
Benim gibi kendin yapıp, kendin, kendi başına içtiğin kahve ise -nasıl diyeyim- sıcak, koyu renkli bir sudur sadece. Her seferinde, belki bu sefer bir tad alabilirim ümidiyle içersiniz, netice nafiledir. :-)
Hayatimi anlamlandiran sicak icecek. En iyisi turk kahvesidir. Lakin her zaman bulamiyorum diyorsaniz Nescafe Alta Rica ve Jacobs Monarch iyi bir secim olacaktir.
uykunuzun olup korkudan uyumak istemediğiniz veya çevrenizdeki 3-5 insanla sabahlamak istediğiniz zamanlarda bir tanedir o.
aynı zamanda fal meraklılarının vazgeçilmezidir de...
her türlü şekli güzel olan içecek. ister türk kahvesi, ister nescafe* olsun; sütlü olsun sütsüz olsun; günün hangi vakti olursa olsun; acımam içerim. *
aslında asıl adı, granül kahve olduğu halde, "nescafe" diye marka adı kullandığımız içecek ya da tadına doyulmaz, fal da baktığımız bol köpüklü türk içeceği.
bilinen ilk kullanımı, 15 yüzyılın başlarında yemen'de sufi talebelerin daha çok zikr çekmeleri için uykularını kaçırması amacıyladır. çok kısa bir sürede bu alışkanlığın yayılması da ilginçtir. ayrıca istanbul'da ilk kahvehane 1550 lerde tahtakale'de açılmıştır.
etimolojisini yapmak gerekirse * arapça'dan gelen kelimedir. şöyle ki kıyfa, keyif veren şey demektir. fark edileceği üzere üç harfin uyumu söz konusu, k y ve f. arapça'da bi kelime türetmek için bu harflerin yerini değiştirmek kafi. bu açıdan kahve, keyif veren şey olarak düşünülebilir.
aslında müptelası olunası şeydir, ağız tadını oturtan insan için özel olandır bir de. her yerde içilesi bir şey de değildir. eğer güzel yapıldığına inanılıyorsa evde mis gibi yapılabilendir.
özeldir, hunharca harcanmaması gerekendir. adam olunsundur, şimdi dağılınızdır. bitti.
tam anlamıyla bağımlılık yaratır.sabah akşam olmadı öğlen içmeye doyamazsınız.ne kadar dersım işim olursa olsun biri hadı gel kahve içmeye dediğinde hayır cevabı veremedığım içeçek...