çatırt diye kırılmasıdır. canım felaket bir şekilde türk kahvesi istedi. gidip yapayım dedim, ama cezvede olanlardan değil, direkt fincanı ocağa koyunca olanlardan. cümle kuramıyorum, ablam kulağımın dibinde müzik dinliyor. sanki kulak onun. neyse. kahveyi koydum ocağa, bekliyorum. ellerimi sileyim dedim, tam silicem elimi "çatırt." diye bir ses geldi. çalılık falan sandım o nasıl bir fincandır ya. sonra kırıldı işte fincan, ben de mahvolmuş ocağı temizledikten sonra nescafeye kaldım.. türk kahvesi senin neyine, arap çayı iç ama değil mi.
