çok kral ikilidir. böyle ana rahmine dönmek istediğiniz zamanlarda geçersiniz ikisinin arasına, bir öbürüne bir diğerine sarılırsınız da durursunuz. insanlardan göremediğiniz her türlü samimiyeti yaşatırlar insana. yeri geldiğinde, "abi üzme sen o tatlı canını... " diyerekten sorunlarınızı dinler, "tamam geçti artık, şşş! bir fırt daha çek bakayim!" diyen sigaranın şefkatli elleri ile rahatlarken kahvenin anlattığı tatlı öyküler ile serinlersiniz. niye böyle oluyor lan, size de oluyor mu?
alışkanlığın kilitlerini açan anahtarlardır. bağımlılık yapar ve sürekli istenmeleri söz konusu olur. okul ya da işten sonra, yorucu bir gün sonunda, ücra bir cafede sığınılandır. fonda bir de dido' nun sand in my shoes şarkısı çalınıyorsa daha baskın tat verirler.
yönetmenliğini bağımsız sinemacı Jim jarmusch'un yaptığı 2003 yapımı güzel bir filmdir.aslında 4-5 adet kısa filmin bir araya gelmesi demek daha doğrudur zira tek ortak noktaları 'kahve ve sigara' olan farklı insanların , farklı mekanlarda bu iki güzide keyif verici madde üzerine bi nevi felsefe yapmaları konu edilir.filmden aklıma yadigar en güzel replik ise;
sigarayı bırakmış ,karşılıklı oturan iki amerikalı'dan biri der ki;
-dostum, sigarayı bırakmanın en güzel tarafı, istediğin zaman içebilmendir, neden? , çünkü sigarayı bırakmışsındır artık.