okunan kitaba kahve dökülmesi başlığından da net şekilde anlaşılacağı üzere, ulu yazarlarınce bol bol sürülen keyiftir.
sallanan sandalyede kitaplarını okuyup, kahvelerini içen sözlük yazarlarının en büyük korkuları, canlarından çok sevdikleri kitaplarına kahve dökülmesidir. olsundur, bi yandan da kitaplarına yaşanmışlık, anı, hatıra katacaktır.
neden sonra birden kafalarını kaldırıp pencereden dışarı bakarlar ulu yazarları. yağmur yağmaktadır... dalarlar su damlalarına, nefes alamıyor gibi hissetseler de ara verirler okumaya. kahvelerinden bir yudum daha alırlar ve kaptırırlar kendilerini şuursuzca toprağa karışan damlalara.
ne güzel be kardeşim sevgilinden ayrılmışsın kendine yakın gördüğün arkadaşınla arana kara kedi girmiştir. oturma odasından tekli koltuklardan birini yaklaştır camın kenarına bir de kolunu uzattığın da ne yakın ne de uzak olacak şekilde sehpayı da yerleştir. hemen bir kahve ve akıcı bir roman dünya yıkılsa umrumda olmaz.
eylemi gerçekleştirenin telepatik güçleri olan bir mutant olduğunu gösterir. ya da biyonik göz falan lazım. o zaman bir gözle yağmır izleyip diğer gözle kitap okuyabilir gibi.
