ben kahverenginin kahveden önce bulunduğuna inanıyorum. daha sonra da kahveyi bulmuşlar e bi bakmışlar ee bu kahverengi. o zaman bu da kahve olsun. demişler.
(bkz: kaynak götüm)
islam kültürünün yerleşmesiyle beraber türkçe arapça ve farsça kelime istilasına uğramış en temel kavramların ismi bile unutulmuştur. tabi bu olaydan renk isimleri de nasibini almıştır. meraklısı için renklerin türkçe isimleri
beyaz-ak
siyah-kara
mavi-gök
kahverengi-konur veya kongur
kırmızı-kızıl
sarı-sarı
1400'lü yıllarda Türklerin kahveyle tanışması sonrasında zaman içinde kahve bu renge adını vermiştir. Japonlar aynı renge, çay rengi anlamında "chairo" (Cha:çay, iro:renk) derlermiş, Osmanlıda "Fındıki" diye adlandırılmıştır. ingilizcede de adını fındıktan (hazel) almıştır. Günümüzde "alageyik, alabalık" örneklerinde gördüğümüz ve "rengarenk" anlamındaki "ala" sözcüğü Türkçede kahverengi anlamında kullanılmıştır. "Ela"nın kaynağı da bu sözcüktür. Eski Türkçede kahverengi anlamında kullanılan sözcük ise "konur" (kongur)dur. Bu sözcüğün anlamı kaynaklarda "yanık al, yağızımsı al" diye verilmektedir. Açık kahverengi saçlar için kullandığımız "kumral" da bu sözcükle "al"ın bileşiminden (konural) "kumral" olmuştur.[1] Türkçe boz sözcüğünün bir anlamı da kahverengidir. Boz ayı, kahverengi ayı anlamındadır.