birkaç yabancı dizi izledikten sonra içindeki berkcan ve ıkınsuları öldürememiş insan serzenişidir. evinde kahve makinesi veyahut yabancı kahve firmalarının bardakları olmadı muhtemeldir. büyük bir ihtimal kahvesini ofise giderken içedebilir.
Çekmeyen, yaşamayan bilmez ey sözlük...
Vallahi doğrudur, billahi doğrudur..allah vermeye, başınıza gelmeyegörsün, o zaman anlarsınız...
Ne paşa dedem vardı, ne köşklerde büyüdüm, ne Paris'te doğdum ne de evimde kahve makinem var...
Bir garip insanım ama kahve içmeden ayılamıyorum...
insanların yüzyıllardır uyku ile ilişkisi sürekli değişime uğramıştır. Örneğin atalarımız hava karardığı an uyuyup hava aydınladığında uyanıyorlardı yani ortalama 12 saat uyuyorlardı. Oysa şimdi biz elektriğin bulunmasıyla uyku saatimizi 5-6 saat civarına düşürdük. ihtiyacımız olan uyku miktarı evrimsel olarak kısalsa da yeterli gelmediğinden uyku ihtiyacımızı karşılayacak kimyasallara ihtiyaç duyuyoruz. Uyku halindeyken ram'e geçen bilgiyi(tasvir) uyku dışı geçirmeye yarayan en bilinen uyarıcı da kafeindir.
Dolayısıyla gelişimimiz bu doğrultuda seyrettikçe kafein ve türevi uyarıcılara ihtiyacımız da artacak gibi duruyor.
sabah sütsüz sade kahve içip kendine gelmek, işte pazartesi sendromunu bu şekilde yeniyorum.
not: eve her sabah aç karna sade kahve içiyorum ve evet midemi delmiyor gayet iyi geliyor)
Eğer aşırı derecede düşkünlük varsa haklılar ama ne kadar iyi bir hal sorgulanır.
Not: Üniversite sınavlarına hazırlandığım stres altındaki dönemde aynı çıkmaza girdim