erken çözüp de yer değiştirirseniz günün en şanslı, değiştirmezseniz "bi çay ko, bi daha go, bana da gat, benimki demli olsun, yok bana fazla demli goma" gibi iç gıcıklayıcı sözler duyup içinden çaydanlığa ve oradaki muhteremlere saydıran şanssız bir varlık halinde zıkkımlanırsınız. o değil de kadınların bu duruma bayıldıklarına, siz çay koydukça keyiflendiklerine şahit oldum mu bana mı öyle geldi anlamadım. bence bu çaydanlık savaşımız çok hoşlarına gidiyor. hele bardağı uzatışları var ya. arkadaş insan biraz gizli nispet yapar. bu kadar da göstere göstere olmaz ki. yok arkadaş yarra yering vadisinde yaşayasım var.
çaydanlığını elinize aldığınız an herkesin höpür höpür hemen çayı bitirmesini sağlayacak durum. ulan boş bardak geliyor önünüze hemen ordan başka biri kaynar çayı dikiyor "hazır eline almışken çaydanlığı doldursun ibine işi ne" diyerek. işte o adama demlikle vuracaksın..
çok sakar olduğunuzun bilinmesi sizi bu duruma asla düşürmez. bilen zaten bilir teklif dahi etmez, fakat ilk kez sizi tanıyan birileriyle kahvaltı edecekseniz onları uyarın ve inandırıcı olsun diye de bir iki bir şey devirin masadan. rahat rahat kahvaltınızı edebilirsiniz, afiyet olsun.
piknikte içeceklerin yanına çömmenin bir benzeri. bardağımı doldurmak için iki buçuk litrelik bir kolanın kapağını açmıştım* ki kendi bardağıma hamle yapamadan yanımdaki bardağını uzattı sonra karşımdaki sonra çapraz sonra sol sonra sağ... bildiğin şişe bitti ağzını kapatıcam diye kaybolmamasına özen gösterdiğim kapağı ile öylece kaldım. çok yorucu ve sinir bozucuydu inanır mısın?
annenin çayı bir türlü beğenmemesine sebeb olur.. ya çok açık ya da demlidir. genelde çayın yanına beni oturturlar, hızlı ve seri olduğum için.. biliyorum fena taşak geçiyorlar..