Az önce standart kahvaltı öğeleri ve simit eşliğinde gerçekleştirdiğim eylem. 100 kilo olmamdan mütevellit tabi ki tabağımı biraz küçülttüm. (bkz: küçülmeye gidiyoruz)
beni sarmayandır. şöyle ne tam pişmiş ne de tam sulu yumurta olacak bölcen ikiye, sonra üstüne dökeceksin karabiberle tuzu, yanına ufak yuvarlak domateslerle macar salam. ayrıca kokteyl sosis, mis.
Genellikle pazar günleri yapılan annelerimizin en sevdiğimiz davranışlarından bir tanesine örnektir yanında çayda olursa keyfinden geçilmiycek en güzel kahvaltılardan bir tanesidir.
Bugün pazar ve arkadaşlarım ile “pazar kahvaltısı” yapacağız.
Zeytin, peynir, domates, salatalık, reçel, yeşil zeytin gibi olmazsa olmazların yanına;
Lorlu biber,
Sahanda yumurta,
Menemen,
Patates kızartması(Opsiyon olarak),
Sucuk,
Ve son olarak annemin getirdiği köy ekmeği.
Kahvaltıdan sonra kahvelerin yanında çikolatalı kek ve tırtıl kurabiye de yiyerek keyifimiz yavaş yavaş yerini bulaşıkları yıkamaya veriyor.
kahvaltıyı iyice lezzetlendirir. kahvaltılık ürünlerle patates kızartması da gayet iyi gider. gerçi patates kızartması öyle bir şeydir ki üç öğün de yesen asla bıkmazsın.
Bana eski mutlu yazlık günlerimi hatırlatır. Henüz kimse ölmemişken, denize gitmeden önce annemin yaptığı kizartmanin kokusunu hala duyuyorum. Bu yazdan sonra o eve bir daha gidemem saniyorum. Satılmasına da gönlümüz razi olmaz. Bir daha kahvaltıda Kızartma da yaptırmam anneme.
bir klasiktir. mesela ekmek almaya gidiyorsun yolda sağdan soldan patates kızartma kokusu geliyor sonra eve gidiyorsun evde de patates kızartması. ulan kokuyu 2 kilometre uzaktan aldım nasıl açıkmışsam diyorsunuz..