Bugün biraz yulaf ezmesi, fındık, muz ve sütten oluşan öğünüm. Yeniden diyetteyim de. Hem sigarayı bırakmak hem diyet yapmak ne zormuuuş. Ühü. Önerilere açığım.
hazır sokağa çıkma yasağı varken evde yapılması çok güzel bir öğün. trt'de de perihan abla dizisi var şu an ve tam kahvaltı saati. eski bayram sabahları gibi. sokaklar sessiz, evler dolu.
eski tabirle kuşluk öğünü. yöreden yöreye farklılık gösterebilir. mesela ege'de tarhana ve muhtelif yeşillikler kahvaltıda tüketilir iken, karadeniz'de tereyağı ve mısır ekmeği kahvaltılarda çok tüketilir. metropollerde ise durum biraz daha tahıla yönelmiş vaziyette. yulaf, kinoa vs. bu tarz tahıl odaklı kahvaltılar lifli bir beslenme şekli olduğu için uzun süre tok tutma etkisi olur. ama şöyle enteresan bir bilgi vermek gerekirse, bu tahıl işini yeni yeni öğrenen beyaz yakalar bir yana dursun, esasen kahvaltıda tahıl ve sebze odaklı beslenme sitili selçuklu döneminde çok yaygınmış. hatta çeşitli baharatlarla da kahvaltılarını taçlandırıyorlarmış.
yöre demişken, orta asya göçü almış kastamonu gibi illerde, kahvaltıda hamur işi yoğun şekilde tüketilir. mesela kiminin etli ekmek dediği, kiminin saraylı dediği hamur işi kahvaltıda tüketilir. buradan çıkıp diyarbakır'a gitseniz, kahvaltıda önünüze ciğer koyarlar. antep'te yağlı bir katmer koyarlar. yine ege ve akdeniz illerinde zeytinyağı ve çeşit çeşit peynirler sunulur. iç anadolu'ya gitseniz, hamur işi kızartmalar kahvaltıda sıklıkla tüketilir.
tokat, erzurum, denizli, kütahya, ısparta gibi illerde hayvancılık ve tarım ürünlerinin yoğun şekilde tüketildiği kahvaltılar olur. yani anadolu denilen bu topraklar kahvaltı konusunda bile müthiş bir mozaik. ve ben sadece bir kısmını yazabildim.
esasen bu kuşluk öğünü türkiye'nin gastronomi anlamında dünya'ya markalaştırdığı bir öğün oldu. kim inkar edebilir ki, türk işi serpme kahvaltının üstüne kahvaltı çeşidi var mıdır? bir ingiliz'in, bir fransız'ın ya da bir amerikalı'nın kahvaltıda tükettiği ürünlere baktığımızda, bizim kahvaltımız açıkçası çok daha cazip geliyor. ya hu abi, amerika'da adam gevrek ya da donutla güne başlıyor. bence çok çirkin bir başlangıç.
neyse, mesela bizim kahvaltı alışkanlığımıza benzer bir kahvaltı kültürü yunan'da da var. komşularımızın kahvaltısı da tıpkı bizdeki gibi çeşitlilik arz ediyor. ve mesela iran'nın kahvaltı kültürü de bize benziyor. sahanda yumurta olmazsa olmazları.
abi düşünsenize; balın ve kaymağın olduğu, tahin ve pekmezin olduğu, türlü söğüşlerin, türlü peynirlerin, türlü zeytinlerin ve yeşilliklerin, yumurtanın, reçelin, türlü proteinlerin, süzme yoğurdun ve çayın ve daha nicesinin olduğu bir kahvaltı alışkanlığımız var.
bunların içinde kahvaltıda tüm anadolu ekseriyetinde tükettiğimiz yegane iki ürün ise yumurta ve peynirdir. sadece bu ikisi bile güne başlamak için vücudumuza aktaracağımız iki besleyici ve sağlıklı gıdadır.
şimdi mesela kahvaltıda çay tüketmek toplumumuz genelinde en yaygın sıcak içecektir. ama gelin görün ki bu alışkanlık çok değil, 19. yüzyıldan itibaren başlamış bir alışkanlıktır. daha sonraları çeşitli bitkilerle yapılan; mesela kekik ve adaçayı gibi bitkilerin çayları da kahvaltıda tüketilmeye başlanmıştır. şöyle bir durum daha var:
kahvenin aslında kahvaltı kültürümüzdeki yeri daha eskidir. çay, sonradan gelmiştir.
şu an beyaz yaka dediğimiz insan profili kahvaltıda filtre kahve içince "kahve ne *mına koyim?" diyen, ısrarla çayı savunan gavatlar vardır. kahvaltıda kahve içmeyi marjinal bir eylem zannederler ama bilmezler ki dedelerinin dedelerin dedesi kahvaltıda kahve içiyorlardı.
dikkat ettiyseniz şarküteri ürünleri de çok tüketilir. zira göçebe bir toplum olmamızdan dolayı yüzyıllar boyunca yanımızda kurutulmuş etler bulundurmuşuz. bunlarla beslenmişiz. bu etlerin tüketim süresinin uzun olması bizim için bir avantaj olmuş. şimdi baktığımızda kahvaltıda sucuk ve pastırma tüketiriz. bir çeşit gen aktarımıyla olan bir alışkanlık bana göre. gerçi ülkenin vaziyeti öyle bir noktada ki, pastırma ve sucuk tüketmek lüks oldu.. hatta iyi kalite bir beyaz peynir bile inanılmaz rakamlara satılıyor. süt ürünü bu ya!
yazık bize..
şarküteri ürünleri gibi tüketim süresinin uzun olduğu kuru meyveler de kahvaltı kültürümüzde var. hatta pestil gibi ürünler bazı illerde yaygın şekilde tüketiliyor. hakeza kuru yemişler de öyle. yani kuru meyveler ve pestil tıpkı şarküteri ürünleri gibi ömrü uzun olan gıdalar. göçebe atalarımızın yanında taşıdıkları temel gıdalar.
özetle kahvaltı bizim için çok önemli bir öğün. araştırdığım kadarıyla günlük ihtiyacımız olan kalorinin en az 250'sini kahvaltı öğününden karşılamamız gerekiyormuş. o yüzden iyi bir kahvaltı yapmadan güne başlamayın derim. kahvaltı yapmayan ve bu alışkanlığa haiz olmayan insanlar daha sinirli ve yorgun oluyorlar. bağırsaklarınıza iyi bakın. florasına sarılın, kucaklayın. mutluluk hormonunun özüdür bağırsaklar. ikinci beynimizdir. kıymetini bilin.
dikkat ettiyseniz türlü gıda yazdım ama ekmek yazmadım. bizim kahvaltı alışkanlığımızın en temel gıdası ekmektir. ekmeğin ne denli kıymetli olduğunu askere gidenler iyi bilir. anadolu** insanı ekmek için canını verir. kahvaltıda ortalama 168 dilim ekmek yerler. *
at, avrat , silah'tır evet ama buna bir de ekmek eklenmelidir.
ek bilgi: atatürk'ün kahvaltıda tüketmeyi en sevdiği gıda peynir imiş. peynirsiz bir kahvaltı yapmıyormuş. atam ağzının tadını biliyormuş. zira ben de peynir canavarıyım.
ek bilgi 2: içebiliyorsanız yoğurt suyu için. ama yoğurdu kendiniz yapmak kaidesiyle. çok faydalı. roka da tüketin. rokaları sevin. rokalara sahip çıkın. öpün, okşayın ve mideye indirin. roka iyidir. yerim onları.
Yurda peynirli çırpılmış yumurta gelmediği için 3 gündür kahvaltı yapmıyorum. Keşke biri bana güzel bir kahvaltı hazırlasa da tıka basa yesem. Kahvaltımı yaptıktan sonra kahvemi içip uzanabilsem. Evet güzel bir kahvaltıyı arzulayacak kadar aşağı standartlarda yaşıyorum. Hatta Yurtta buzdolabın, sokaktaki köpeklerin ve diğer kızların sesi yüzünden geceleri birkaç kere uyanıyorum. Sessiz ve yumuşak bir yatakta da uyumayı çok özledim. Duş alırken şarkı dinlemeyi, şarkı dinlerken uzun uzun hazırlanmaları bile özledim.
sucuğun ısmarlama kasap sucuğu mu, yoksa market sucuğu mu olduğu merak konusudur. peynirin edirne peyniri olduğu malumdur. böyle mükellef bir kahvaltıdan sonra kitap aranırken, balıkçılara söylenen "rastgele" dileğiyle uğurlanmak iyi olur.