uyandın erkenden
ve sabah...
kirli de olsa şehirler
yorgun da olsa zihinler
tazedir günler
en azından her sabah
şimdi bir güzelllik yapıyorsun
kahvaltı hazırlıyorsun
saçların yalapşap tutturulmuş
sarı bir tokanın esaretinde
gözünden akan iyilik
bir gün değiştirecek belki de tüm dünyayı.
inanıyorum.
domatesleri dilerken
şarkı söyle onlara
salatalıklara ne kadar hıyar olduklarından sakın bahsetme
zeytinyağına akışkan bi şiir oku , göz kararı dört mısra,
ve kekiğin üstündeki kokudan öp,
ben kekiğe değen kokundan öperken.
haftasonları liva, leda, seda, oda, buda, şuda gibi bistrolarda ankaralı bünyeler tarafından seramonik ve yağmasal bir şekilde eda edilen öğündür. ben kürkle gelenini gördüm kahvaltıya.
ocakta kaynayan çay suyuna çay bardaklarının içine kaşık atıldığında çıkan o ulvi sesin eşlik ettiği, siz haricinde birisi hazırlıyorsa keyifle miğdeye indirilen öğün.
sabah yapılanlarının yanında öğle saatlerinde brunch gibi yapılanları da vardır. günün en lezzetli öğünüdür diyebiliriz. gece boyunca besin almayan vucut sabah kahvaltısında gün içinde ihtiyacı olan besini kahvaltıda alır. zayıflamak isteyip de kahvaltıyı atlayanlara kesinlikle kahvaltı yapması önerilir. uyanır uyanmaz bişey yenmez evet onun için 1 ya da 2 saat içinde çaydı peynirdi, salatalıkdı domates ti mutlaka gereklidir.
kahve altından daha çok sigara altıdır bana ve babama göre. babamdan edindiğim en enteresan alışkanlık olan aç karına sigara içmeme alışkanlığı sonucunda en sevdiğim öğün olan kahvaltıyı arada bile olsa sigara için yemek beni derin kederlere sürükler hep.