geçmişe dair yazılar yazmak istediğim bir akşamın sancılarını yaşıyorum şu an. hani bir medeniyetin mirasçısı olarak devralınan bu topraklarda eskiye dair olanı yeniye ait olanla değiştirme adına yapılan hezeyanlardan söz açalım. sonucun güzellemesini değil, sorunun kronik halini kurumlara veren bir zihniyeti teşhir makinesine yatıralım vesselam.
"hastane" kelimesiyle sıkıntı yaşıyorum şu sıralar. anlamını kaybetmiş ve aslında "hastalıkları iyileştirme" iddiasında olan bir kurumun kendisine problemi isim edinmesi durumunu yani. hastahane olarak da açılımını yapabileceğimiz bu kelimenin insanlara "hastalık"tan ve "hasta"dan başka vadedebileceği ne olabilir ki?
bir hastaneyi ziyaret edin ve bunu seçerken de bu kurumların en akademik olanları olan fakülteleri tercih edin. içeride paylaşılan şeyin sonuç ve güzellik mi yoksa problem ve nahoşluk mu olduğuna dair kararınızı yalnız aklınıza değil, kalbinize de sorarak verin. ben burada uzun hezeyanlara, satır aralarına girme ihtiyacı duymuyorum açıkçası. yalnızca ucundan tutup sizi bir sonuca götürebileceğinize inandığım bir ipucu ya da açabileceğiniz bir kapıya götüren bir anahtar bırakıyorum.