- "kahrolsun abd emperyalizmi !!"
- ya baba sabahtan beri sıcağın altında piştim. çantadan çıkarsana coca-cola'ları
- al abi. "kahrolsun abd emperyalizmi !!" hacı benim kafa da bi dünya oldu ya. versene bi marlboro
- al kanka. çek babayın ölmüşlerinin geçmişine..
- "kahrolsun abd emperyalizmi !!"
-kahrolsun abd emperyalizmi
evindeki bilgisayar intel ne olacak microsoft kulaniyorsun ve her amerikan filmine gidiyorsun
-abi iste tum hayatimiza giriyor bu d.mbukler
olm onu bosver de ben susadim cola turka al surdan da bari emperyalizme degil yesil sermayeye gitsin paralarimiz
-tmm abi
lisan, kültür gibi değerlerimize sızma girişiminde olan abd vb. ülkelerin bu hareketini kınama ve engelleme amaçlı atılan bir slogandır. işin ilginci ise bu sloganda emperyalizm gibi türkçe ile alakası olmayan bir kelimenin kullanılmasıdır.
bu ulke de toplumun amerikaya bakış açısı , köy evindeki insanların korku filmlerine bakış açısıyla paralellik göstermektedir.iki olayda da kahramanlarımız karşıdaki objeyi gözlerinde fazla büyütmekle beraber sürekli kötüleme egilimindedirler.buna benzer bir bakış açısı seksenlerdeki nuri alço filmlerinin popüler oldugu zamanlarda görülmüştür.anneler kızlarına "kızım sakın ha gazoz içme" gibi söylemlerde bulunurlarmış.
evet amerika güçlüdür.dunyayı o veya bu sekilde yönettegi su götürmez bir önermedir.bu noktada güçlü olana bok atmak yerine nasıl güçlü olunur şeklinde düşünüp böyle olmaya çalışmaktır.amerika oyunu kurallarına göre oynayan 250 yıllık tarihiyle politizm ustası olmuş bir devlettir.türkiye'nin oturup düşünmesi lazımdır "250 yıllık tarihiyle nasıl dunyayı yonetiyor" diye.oyunu kurallarına göre oynayan ülke olan amerika elbette bu oyunundan vazgeçmeyecektir.çünkü bilmektedir ki emperyalizm sahnesinden o çekilse , bu sefer rusya sahne alacak, rusya olmasa japonya bu rolü üstlenecek.bu nedenle ne kyoto anlasması nede emperyalizm karşıtı sloganlar amerika'yı bu rolünden döndürebilir.
ne yazık ki dünya adem le havva dan beri yapılmaması gerekenlerin yapılmasıyla süre gelmiştir.bunu değiştirmek mevcut şartlarda namümkündür.amerika emperyalizmini bir prolaterya - burjuva çatışmasına dönüştürmek , en kibar tabiriyle ezilen millet rolüne bürünmek türk milletinin asil kanına hiç yakışmamaktadır.oyun ortadadır , kural DA ortadadır.güçlü olan zayıf olanı ezer. emperyalizm de kapitalizm in bir sonraki duragı olduguna göre amerika'ya aglayıp sızlamak yerine iş yapmak daha akıl kari olacaktır.eşitlikçi bir dünya arayanlar önce reenkarnasyon olayına inanıp , öldükten sonra "nasıl bir dünya da dogmak istersiniz?" butonunu eşitlikçi olarak doldurmaları gerekir.
her durum karşısında söylenegelmektedir, bu durum haykırışın içini tamamen boşaltmıştır.
ah şu bor madenlerini çıkarsak ile başlayan berber muhabbetleri bile bu saçma sapan sloganla biter duruma geldi, yiter bea.
entel dantel takılan gençler de böyle bu akımda felan giderler gülersiniz. ayağında nayk cebinde vinstın, sinema,internet don,kil yün tüy... her şey amerikan olmuş bi de gelir size masal anlatırlar yok işte amerika'nın her yerde parmağı var eli var ayağı var..
böle gothic gençler var ya en komiği de onlardır. babası 12 eylül'ü görmüş geçirmiştir. oğlunu/kızını özgür yetiştirmiş bir kaç kitap bir kaç anı anlatmıştır salmıştır sokağa. bu oğlan ya da kız çocuğu gotik kıyafetleri ve kulağında aypot ile dolanır entel dantel cafelerde/rock barlarda lafa gelince bilmediği yoktur.. buluşma mekanı mekdanıldstır,elinde ise kesinlikle bir mizah dergisi vardır. mizah dergisinde eleştriler ise amerika karşıtlığı amerkan yalakalığı üstünedir. çizen arkadaşların ise bu bahsi geçen yeni nesilden bir farkı yoktur yani.(bir kaç istisna olabilir). en azından mekdanıldsa gitmeyi bırakın,oraya karşı bir protesto olsun en azından o kale çöksün ki insanlar bir şeylere inansınlar yani direnişle isyanla karşı gelmekle bir şeyler oluyormuş desinler. amerikanın olsa bile "türkiye de barındırmadık" olsun adı,insanlar helal be desinler.ama nerdeee..
yıllardır bir çizgiyi değiştiremediler, aynı devrimci türküler aynı sloganlar aynı tipler.. üniverste de sol tarafa takılan gençler bilirler, babalarına sorsunlar baba senin zamanında kızılırmak yorum var mıydı şu türküler var mıydı duvara che posteri asarlar mıydı diye. birebir aynıdır.27 senedir aynıdır.her memlekette bir sol görüşl amca cafesi vardır o yaşa gelir size saatlerce masal anlatır,sizden bir üst sınıfa da anlatmıştır,sizden sonraki sınıfa da anlatacaktır. ama o yaşlı pezeengin tek derdi yanınızdaki hatuna ayar vermektir,hiiiç te s.nde değildir solculuk oynamak.. aynı şekilde ülkücü liderleri de öyledir boş gelmiş boş gidecek tipler. kendine bir çizgi bir yol belirlemek güzel ama yıllar yılı bi s.ke yaramadığını görünce başka yollara başvur di mi..
kahrolsun abd emperyalizmi diyen zamanın amcaların şimdi lüks semtlerde evleri var çocuklarına da amerikan arabaları vermiş vaziyetteler.
hakkaten kahrolsun lan amerika ! yıllarca milleti uyuttu,sağcılık solculuk oynattı. bu oyun esnasında da saf saf ideolojisi uğruna ölenler oldu. uyanık tiplere de bi bok olmadı.. en iyi yerdeler ve en rahat insanlar.. bu cümleyi çok içten söyleyen anlamını önemini bilerek söyleyen süper insana da allah rahmet eylesin.. toprağı bol olsun..
insanların şablonculuktan kurtulamadığını rahatlıkla görüyoruz. ideolojilerin ideolojisizliği gibi garip, ne olduğu belli olmayanlar, bol keseden sallamayı şu sanal ortamda kendilerine görev biliyorlar. her neyse, konuya gelicek olursak bu slogan abd'nin dünya üzerindeki hakimiyetine karşı bir tepki olarak çıktı bu slogan. gerekli fakat yetersiz bir slogan olmaya mahkumdur. çünkü nasıl solun ya da ideolojinin milleti yoksa( milliyetçilik için bile geçerli bu) emperyalizmin bir milleti yoktur, daha doğru bir anlatımla olsa bile bir önemi bulunmaz. çünkü genel olarak karşı olunan nokta kapitalist-emperyalist sistemin kendisidir.
slogancılığı uzunca bir süre kendine şiar olarak belliyen sol tarafımız, pratiğe geçmeye kalktığında her daim meşru olmayan bir şiddet ile karşılaştı, marjinaleştirilmeye itildi. elbette sınıfsal temelli yükselecek bir hareket bu tür şiddet eylemlerine karşı tepkisini doğal olarak gösterir yalnız ülkede hakim olan kültürel hakimiyet bilincin tam anlamıyla oluşmasına engel olmuştur.
bir kişinin bir sloganı attıktan sonra onunla(düşman gördüğü) bağdaşması çelişki yaratmaz. sonuçta bu sisteme karşı çıkan biri eninde sonunda bu sistemin içinde yaşar ve işçi de olsa, küçük burjuva da olsa bu sistemin içinde bir şekilde kendine yer bulur, üretim sürecine katılır. üretim sürecine katılması gene karşı olduğu sistemin bir parçası olmak demektir. buna karşı gelmek elbette akılcılık olmayacaktır. siyaset işe üretim sürecinin bir parçası dahi olsa öncelikle eylemde ve teoride yapılır. bu nedenle sistemin içinde bulunma bir çelişki yaratmaz. aksi taktirde, üretim sürecinden uzaklaşmak manasında, politik olarak yenilgi kaçınılmazdır.
sloganın yetersiz fakat güzel bir noktada durduğu belirtmiştik. bu muğlaklık ve yetersizlik ancak siyasal bilinç ile giderilebilir. bu iş on yılların meselesidir. günümüz ile değerlendirmek yanlış sonuçları vereceği gibi yalnızca geleceğe bakmak hayalciliğe neden olur. tek çözüm akılcılıkta. solun sorunun sistemde olduğunu ve basit indirgemeci slogandan uzaklaşması bu akılcılıkla ile çözülmesi muhtemeldir.
bir de amerikan emperyalizmine ortak olmuş ama farkında olmayan fabrikasyon gençleri mevcut...
klüplerden, beachlerden çıkmayan, converse takıntılı, starbucks'ta milkshake içip az evvel aldığı tommy marka boxerını/donunu girl/boyfriendine teşhir eden, izlediği yabancı dizi sayısı doğrultusunda övünen, az kitap okuyup, çok bilmişlik taslayan amerikancı gençlerimiz. ve ağızlarına doladıkları sözde kahrolsunculuk oyunu.
yazıktır zamanında bu slogan uğruna canlarını ortaya koyanlara ayıptır.
emperyalizmden ne kadar nefret ettigimi anlatsam sanırım bu başlıgı sikertmiş olurum yazdıklarımla.
ama nefret ediyorum işte bu salak sloganlardan. amaca hizmet etmeyen sadece gönlümüz olsun, hafif biraz gaza gelelim diye düşünen gençlerin sloganları bunlar.
insanın içindeki emperyalizm düşmanlıgını köreltiyor.
