izleyici film daha başlarken tüm filmin bu görev üzerine kurulduğunu, en sonunda kahramanın görevi üstleneceğini bildiği halde filmin 10 dakikası bu anlamsız çok afedersiniz göt kalkıklığı ile geçer.
rambo'dan bir örnek verelim, sen ki bizim cehennem dediğimiz yere evim diyen cesur yürek, sen ki vietnam'da 10 milliyetçi gücünde helikopteri bir tokatla yere düşüren cengaver. nedir filmin başında yaptığın o koyvermişilik, ayıp değil mi olm? hem seninle konuşan adam koskoca albay,sanayide takmadılar omzundaki yıldızları, insan biraz saygılı olur hazırola geçer, esas duruşunu gösterir, ondan sonra özrünü bildirir "müsadenizle bu görevi kabul edemeyeceğim" gibi daha askeri bir mazeret uydurur. sen yeri eşelerken "yok yeeaa sarmıyo beni haziranda vietnam" dersen ben nasıl sürükleneyim bir film boyunca peşinden. **
aha aklıma bir örnek daha geldi, alalım armageddon'u. nasa komutanı * ile bruce abi arasında geçen diyaloğu bir hatırlayalım.
nasa komutanı: hoca dünya var ya? bruce willis: eee?
nk : hah, işte o 1 aya kadar elimizde patlayacak.
b : ehehe yoğurt mu?
nk : haci ciddiyim, allahıma cayır cayır yanacaz.
b : ahaha, negzel, bir sen bir ben bir de dayım esprisi geldi aklıma. bir gü..
nk : lan! delirtme adamı ölcez hepimiz ancak siz kurtarabilirsiniz bizi.
buna benzer bir diyalogdu hatırladığım. ahaha bir de bruce abi'nin "hepimizin vergi borçları silinecek" gibi tam yavşakça bir isteği vardı onu saymıyacağım bile.
ulan dingil adamın dediği vakit işlere başlamış olsaydınız, en az bir gün fazlanız olacaktı. sonra kendini bizim için feda etmek zorunda kalmayacaktın.
filmin sonuna kadar bruce için üzüldüysem şerefsizim. tek korktuğum bunlar başarılı olamazsa göktaşının dünyaya çarpıp liv tyler'a zarar verecek olmasıdır. **
haa bir de kendisine çok önemli bir ameliyat için gelen kişilere "bu ellerlemiğ, hea bu ellerlemiğğ?" diye hönkürülen türk filmleri vardır. geçelim...
bunlara zıt olarak harbi film derseniz görevimiz tehlike derim hocam. tek geçerim.
keloğlan kara prense karşı filminde padişahın keloğlandan koca dev in belindeki kemeri isteyip keloğlanın kabul etme süreci örnek gösterilebilir.
petek dinçöz bana da öyle yavşasa devi bile getirebileceğim davranış*
Neo naz yapıyor.ulan ben de yaparım valla.Morpheus çıkmış bir şeyler anlatıyor.korkunç bir adam ona inanılır mı lan.arkayı dönmeye gelmez valla.baştan Trinity kandırsın neo'yu iki kelam laf etsin,iki yavşasın zaten vermeye hazır,neo 1. bölümde filmi bitirsezse ben bi mok bilmiyorum yahu.
bunların en klasik olanlarıda ucuz amerikan filmlerinde çıkar karşımıza.
çöl operasyonu delta gücü falan fistan
adam yarım saat naz yapar alkoliğe bağlamıştır zaten..git uğraş getir adamı...bi ton iş
her zaman görevi kabul etmek kahramanımızın insiyatifinde değildir. kahramanımız kabul etmeye zorlanabilir.tıpkı Escape from New York'da Snake Plissken* görevi kabul etmez ama kendisine şırınga edilen zehirden tek kurtuluşu olan panzehir, görevi başarı ile tamamlaması karşılığında kendisine verilecektir.
--spoiler--
görev başkanın kurtarılması olarak lanse edildiyse de asıl görev başkanın çantasındaki uydu kontrol cihazının yanlış ellere geçmesinin engellenmesidir.bu gizli görevi, görevi yapacak olan snake bile bilmemektedir.
--spoiler--
kahramının görevi kabul etme sürecinde yanında bir akıl hocası* bulunur. keloğlan filminde cüce shrek'te ki eşşek gibi. bu aşamadan sonra kahramanın yola çıkışı ile düşman, dostlarıyla karşılaşması,görevi tamamlaması ve ödüle gidilmesi söz konusudur. *
yani işin özü kahraman genelde görevi kabul eder.zaten kabul etmese ne film oluur ne dizi**..
bazi bolumleri istisna olmak uzere house md abimizin her zaman uzun tuttugu surectir. gercek kahramandir o, ilk firsatta isinden kaytarmak icin ortam arar...
rahmetli kemal sunal akla gelir. bir filminde köyü arazi mafyasından kurtarmak için mücadele vermişti tabi filmdeki arkadasının gazlamalarını unutmamalıyız.
-şu surata bak be şu surata bak sendeki surat bende olucak var ya.
Bruce Willis'in aksiyona girmeden önceki kirli sakallı, hayattan bezmiş hali de unutulmamalıdır. mel gibson'un ağzına silah dayayışı ve uçlardayım, sonlardayım tripleri bize her daim macerayı müjdeler. öyle olmak zorundalar, çünkü hızla aksiyona akabilecek figürü oluşturmak için gemileri yakmış bir karakter yaratmak şarttır. mesele, seyirciye "abi bu adam herşeyi yapar" imajını verebilmektir.
moderasyon;
-venividici sözlüğe uzaylılar saldırıyor sana ihtiyacımız var
vvv;
-yok aziz moderasyon ben artık o işlerle uğraşmıyorum
mod;
-hadi vvv bizi sadece sen kurtarabilirsin
vvv;
-efendiler bakın bıraktım ben artık aktif sözlük yaşantımı, facebookta tarla aldım farmville tadında patateslerimle yaşıyorum ben, hem siz değil miydiniz ota boka beni çaylak yapan
mod;
-aşk olsun lan sanki hiç kıyağımız geçmedi
vvv;
-onlar eski moderatörlerdi
mod;
-tamam lan öyle olsun
vvv;
-ya aslında gelirim belki bir bakmam lazım
mod;
-gelme gelme istemeyiz, uzaylılar bafilesin sözlüğü sen otur burda
vvv;
-yav şimdi düşündüm de gelirim lan belki
mod;
-yok yok dur sen biz bakarız
vvv;
-entrylerimi kuşandım, gidelim sayın moderatör.
(bkz: bu da böyle bir anımdı)