son romanının adı mavi ev'dir... romandan iki paragraf:
... Kapılar vardır kapanan... içten dışa, dıştan içe... içimizden dışımızdakilere kapattıklarımız ve dışımızdakilerin içe doğru yani bize kapattıkları. Ve bazen bir kapı aralığında unutuluyor adına aşk denebilecek bütün bakışmalar.
..................
... Sesi titreyerek hiç düşünmeden sordu: "bir kapının açılması için ne gerekir?" Serkam, yeşil gözlerini Sahra'nın siyah gözlerine adeta çakarcasına bakarak "o kapının kapalı olması gerekir" dedi.
--spoiler--
şaşırma ve acı çekme ne olur
anneni düşün, ya da benim annemi
toprağın ve karın sessizliğini
ve hâlâ ekin demetlerini
doksan dokuzluk tespih sabrıyla çeken
kırk olmadan yetmişini gösteren
kadın çizgilerini
kırgınsın biliyorum
öfkelisin,
en çok da karanlığa karışan
çoban yıldızlarına
kopan kıyamet değil ki canım, bilirsin o şarkıyı
"Denizler durulmaz dalgalanmadan"
--spoiler--
bilgi sozluk'de kendi reklamini bir guzel yapan bir $air bozmasi. radyo programi yapiyormu$ bi'de.. kanimca ceyhun yilmaz'dan bile kotu yaziyor.
grup lacin'i cagri$tirir durur hep bana edebiyat cevresindeki imaji. enter'a basmayi ogrenen, ya ko$eyazari ya $air. vesair.
"Şüpheleriniz, beynimi kemirirken "senaryo yazıyorsun" dediniz. Şüpheleriniz, içimi çürütürken "zaman" dediniz. Şüpheleriniz, artık belimi bükerken, yüzüme kapılar çarptınız! Beni, kendi gözümden düşürdünüz. Acı çekiyordum. Ne acı ki, acı çektiğimi canınızı yaktığımda anladınız. Ve daha acı ki, sizin canınız yanınca, benim canım daha çok yandı!"
Sesi titreyerek hiç düşünmeden sordu: "bir kapının açılması için ne gerekir?" Serkam, yeşil gözlerini Sahra'nın siyah gözlerine adeta çakarcasına bakarak "o kapının kapalı olması gerekir" dedi.
Bu paragraf sanat değil, bir tasannû örneğidir. Almanlar "kitschig" der buna.
yüzünün hangi oylumuna takılsam
uçsuz uçurumlara düşüyorum
ağlayınca şişen göz kapaklarında
hangi tankerleri yüzdürdün bu akşam
sığınağımıza kaçan birkaç damla yağmur
gözyaşına mı karıştı yoksa
fazla değil mi bu sessizlik ikimize
BENi SUSARKEN BÖLME
şairdir. yazardır. lâkin anlamıyorum bir kesim insanların çok zoruna gidiyor bu sıfatların birilerine verilmesi. o kadar gelenekçi olmuşlar ki bu kişiler, şair dedikleri kişiler mükemmel olmalı illa ki;
illa ki eskimiş, illa ki kalitesi kesinleşmiş bir "attila ilhan, nazım hikmet, necip fazıl, ahmet haşim" olmalı.
oysa birilerinin beğendiği bir kimseye veyahut nesneye sövmek; resmen, beğenen kesimin duygularını hiçe saymak; aslında onlara sövmektir. saygısızlıktır.
her bir kelimesi her bir cümlesi ayrı bir anlam içeren romanları,şiir kitapları,muzik cdleri ile kesinlikle arşivlerin en önlerinde durmayı hakeden aşmış kişilik.
programında 10 bin adet şiir seslendirdiğini söyleyen ve beni dumur eden öpülesi, koklanası,sarılası sarmalanası şair kral fmde hafta içi her gün saat 1'de başlayıp 4'de biten bir program yapmaktadır.
kendi sesinden dinlenildiğinde daha da bir acıtan şiirler yazan şairdir.
Binmediğim hiç bir otobüs,
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde.
Gittikçe azalıyor hayat,
Neyi erken yaşadıysam,
Hep ona geç kalıyorum.
Sana göçüyorum her sonbahar,
Yolların çıkmıyor aşkıma.
Unuttuğun yağmurların adı saklımda.
Seni içimden terk ediyorum...
Susmaktan yoruldum,
Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri.
Efkar demliyorum gözlerimde.
yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum.
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi,
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp,
Seni içimden terkediyorum...
Ne unutacak kadar nefret ettin,
Ne hatırlayacak kadar sevdin.
Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum,
Beni hep bulmamak için aradın.
Yanılgımdın.
Yandığımdın.
Yangındın...
Sensizliğe yenilmek,
Sana yenilmekten zor olsada,
Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak,
Seni içimden terk ediyorum...
Şimdi;
içimde öldürecek bir anı bile bulamayan,
iki yarım kaldık,
Tamamlayamadık bizi.
Elinden tutamadık yanlızlığımın.
Saçlarımıda uzaklarına gömdün...
içimin mavisi senin okyanusundandı,
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun.
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim,
Sana bensizliği terkediyorum.
"Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın" demiştin,
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?
Ne tuaf değil mi?
içimi acıtanda sendin,
Acımı dindirecek olanda.
"Ya öldür beni"dedim,
Ya da git benden.
içi bulanık bir sevdanın ucunda,
Seni kaybettim.
Aldırmadın aldırmalarıma,
Bir gecede yakıp yârini,
Şafaklara sattın ihanetini.
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından.
işte soluk bir ömrün son nefesi.