kahraman tazeoğlu şiirleri

entry4 galeri0
    1.
  1. En Fazla içimde Ölürsün

    En fazla içimde ölürsün
    Cesedini sürüklerim gittiğim her yere
    Kızıl sonbaharım
    Hangi aşk kendi fırtınasına dayanabildi

    Ellerimde çoğul bir gölge kuşu
    Adının arkasına basmadan yürüdüm
    Alnımda birikti çizikler
    Adımdan çıkardım aklımı
    Aklımsız kaldım
    Neylersin
    insanız
    Ne yapsak eksiğiz işte
    Ölüme ayarlı saatiz

    En fazla içimde ölürsün
    Sorarım
    Şiir papirüslerinin hangi köşesine karaladın beni?
    Hangi hare’mden yakaladın da çiğnemeden yuttun gözlerimi?
    Kekeme repliklerin ezber bozduran kuşu
    Hangi rüzgârlara sattın da saçlarını
    Devrik cümlelerimin öznesi oldun?

    içindeki kötü senaryoların kahramanı olmak istemezdim
    Dağıldı bak derlenip toplanmış dağılmalarım

    En fazla içimde ölürsün
    Nasılsa yokluk rehin bırakılıyor kalana
    Kalan gidene denk neyi varsa susuyor.
    Ve susmak inceltiyor her yarayı
    Ve susmak bakmak oluyor
    Gitmediğin her yere

    Kim tutuklanmış yalnızlıktan
    Gizin içine gizlenen kim
    Söyle beni nerene sakladın
    Ki şimdi bu kadar sokaktayım

    En fazla içimde ölürsün
    Karla karışık yağarsın yara Bereme
    Karma karışık kalırsın cinnet şeridinde
    Kaldırımların kaldıramadığı her neyse işte
    Bulamadığın her ne varsa büyük yıkımların izinde
    Sana borcum olsun
    Hiç yazılmayacak bir şiirin içinde

    En fazla içimde ölürsün
    Yanağında yanar avucum
    Avucumda imlası bozuk bir şiir kalır
    Gözlerinin namlusu döner, yakar kirpiklerimi
    Kulağımda bir tepenin rüzgârı uğuldar
    Gırtlağıma kadar aşka batarım
    Yeteri yok. Eksiği fazla.

    Neyin kaldı eksilenlerden arta
    içeri doğru kapanan bir kapıydın
    Saçlarından geçtim önce
    Ve kendimden öylece
    Neyim yoksa var bildim
    Eğildim
    Eksildim
    Eridim
    Bir seni bitirmedim

    Hangi rüzgarlara sattın da saçlarını
    Uğultusuna tutunamadın

    Ömürden nefes çalarak ne kadar yaşarsa insan
    Öyle yaşadım gözlerini
    Tenimde itiş kakış
    Cebimde depremlerin
    Esrarlı gece ayinleri
    Volkanik şiirler
    Usul usul giymedim mi sözlerini
    Yalnızlığın tiradını kapamadım mı her sefer
    Sensizlik seni anlattı en çok
    Vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti
    Söyle saçlarında öldüğüm
    Bir geri gidiş kaç günde gelirdi?

    En fazla içimde ölürsün
    Cesedini sürüklerim gittiğim her yere
    Tenimin yırtıldığı yerden mi girdin içeri
    Açar gibi yaparak açık bir kapıyı
    Beni ikiye böldün
    Hadi içimi kendine aldın da
    Beni nerde bıraktın
    Hangisini seçerdin benim için
    Ve hangisinden vazgeçerdin kendin için

    Ben yarama çoktan sen bastım
    Yaşım kadar gencim
    Adın çabuk diye geçti
    Ardında aç köpekleri bırakarak
    Ezberimden geçtim.
    Hızla biten aşk şarkılarından geçtim
    Senden bir şey eksiltmeden sana çok şey bırakmaktı aşk
    Bildim

    Biz dalkavuk bir aydınlığın yerine
    Onurlu bir karanlığı seçtik
    Ve bir öyküden ağlarcasına geçtik
    Cesurduk çünkü
    Kendimizi kendi düşlerimizden kovacak kadar

    Ömrüne yüz çevirmiş iki masalcıyız
    Gerisi hiçlik
    Gerisi yokluk

    Sensizliğin anlattığı ne vardı senden başka
    Bir hayatın tüm yanılgılarını
    Saçlarında çözdüm
    Şimdi beni hangi yanımdan susacaksın
    Sessizlikte bir dildir
    Çoğul susulur
    Pusulur
    Şimdi beni hangi yanımdan kusacaksın

    Yıkık şehrimin izbesi
    En fazla içimde ölürsün
    En çok
    Gözlerime gömülürsün.
    Gözlerimi kaparım
    Vasiyetimi yazarım

    Kahraman Tazeoğlu.

    http://www.dailymotion.co...mde-o_music?search_algo=2
    2 ...
  2. 2.
  3. düş'tüm, dedim elinin tersinde. 
    hayır dedi, kesince. 
    düş olsan, fark etmezdim seni ! 

    sevgim sana güç
     veriyor mu, diye sordum. 
    başını çevirdi, yüzünde kalmamış takatle. 
    hayır dedi, inatla ! 
    öyle olsa, yıkılmazdım her 'seni seviyorum' deyişinde ! 

    özledin mi beni, dedim. 
    sustu ! 
    nefesini en derinden aldı ve, 
    özlenmez mi, dedi ! 

    git dedim ! 
    git! 
    sen kalınca genişliyor bu dünya ve kayboluyorum uçsuz bucaksızlığında ! 
    hayır, dedi, sertçe! 
    gidersem, kahraman
     olurum! 
    kalırsam, senin! 

    küserim, dedim, kırılgan çocukluğum sitemimde. 
    hayır, dedi gülerek.. 
    küsmek, susmayı göze almaktır. 
    ama sen korkarsın kendi sessizliğinden ve susamazsın! 

    gel, dedim, o zaman! 
    sesim fısıltı gürültüsünde. 
    gel.. 
    durdu! 
    hayır, dedi, 
    gelirsem biter aşk 
    !!! 

    kahraman tazeoğlu
    7 ...
  4. 3.
  5. Aslında hepimiz eski bir sevgilinin öldürdüğüyüz. Bundan daha gerçek bir başlangıç olabiir mi?
    6 ...
  6. 4.
  7. Alıştım sadece

    insanlar geçmişlerine en büyük ihaneti unutarak yapar.
    Benim geçmeyen geçmişim hep şimdimde duruyor.
    Anılar, unutmayı zorlaştırmak için verilmiş cezalardır sevgilim.
    Ben bu cezaya gülümsüyorum.
    Senin bıraktığın hiçbir şey ardımda kalmadı benim.
    insana en uzak düşen şey, bilerek geride bıraktıklarıdır çünkü...
    Kalbimdeki yerine hiç ihanet etmedim.
    Gidişin hiç bitmedi bende.
    Kaybedecek de olsam bir yolum vardı sende.
    Ve hayat o kadar kuralsızdır ki bazen, oyunu kuralına göre oynamak bile kazandırmaz insana.
    Seni kaybedeceğimi bile bile oynadım bu oyunu.
    Utanmaktan utanmadan..
    Acım mı? Geçmedi... Alıştım sadece.

    Beni mutlu edecek yalanlar söylemeyi öğrendim sensizlikte.
    Küçük mutluluklara büyüteçle bakmayı bildim.
    Sustum öylece.
    Konuşamadım sensizlikle.
    Gidişini haklı gösterecek uyduruk bahaneler uydurdum kendime.
    Sustum öylece...
    Kimse benim kadar sessiz susamazdı.
    Zaten o eski tadı da kalmadı susmaların; kime sorsam konuşuyor şimdi.
    Anlamadığım tek şey; bende duran zaman sende nasıl geçiyor?
    Acım mı? Geçmedi... Alıştım sadece.

    Ben senden mutlu bir son değil, mutlu bir sonsuzluk istemiştim.
    Anlamadın!
    Belki de seni güzelleştiren, hayatın çirkinliğiydi...
    Bunu da ben anlamadım!
    Acaba, benimle mutlu olduğun için mi beraberdin yoksa ben mutlu olduğum için mi?
    Bu sorunun da cevabını bırakmadın.
    Sadece gittin.
    Aşk ne senin bende gördüğündür ne de benim sende gördüğüm.
    Aşk; birlikte gördüğümüzdür sevgili.
    Seninle aynı değilmiş aşka bakışımız.
    Sen benden kusursuz bir aşk istedin, ben senden yaşanabilir bir aşk.
    Belki bu yüzyılın insanı değilsin diyeceksin bana, ama bence aşk karşındaki insan çırılçıplakken bile gözlerini onun gözlerinden ayırmamaktır sevgili.
    Bu kadar temiz severken seni, koca bir hayatı kirletip terk ettin beni.
    Bu hayat seni unutabileceğim kadar uzun değil sevgili.
    Acım mı? Geçmedi... Alıştım sadece.

    Sen bir katilsin ama suç işlemedin.
    Suç işlemeden katil olanlar sadece kalp kıranlardır.
    Keşke “beni” öldürseydin; kalbimi değil!
    Üzülme sakın.
    Yaşayan ölülere yas tutulmaz sevgili.
    Ağlarken bile güzel kalmayı becerebilen yüzünle hatırlıyorum seni.
    Bensiz de yaşayabilecekken, beni tercih edendin o zamanlar.
    Nasıl da inanmıştım konuştuklarına.
    “Sevdim” demiştin, hatırla.
    Oysa sevilmekten önce güvenilmek isterdim ben.
    Daha ilk kıskançlığımda çekip gittin.
    Kıskanmak aşkın bencil yüzüdür sevgilim.
    Aşkı meslek edinmiş yüreğin meğer ne kadar da hazırmış her yeni başlangıca, hazin bir son bulmaya...
    içindeki eksikliği, boşluk zanneden sevgilim; şimdi gözlerimizin her çarpışmasında kırılan kalbimin parçaları hayatıma batıyor biliyor musun?
    Acım mı? Geçmedi... Alıştım sadece.

    Aramıza kaç dünya girdi kim bilir?
    Senden sonra öyle büyük bedeller ödedim ki...
    Senin yalan ve ihanete ödediğin bedelin çok daha ağırını ben dürüstlüğüme ödedim
    Ömrüne kattığın mutluluğu, benim hayatımdan çalman doğru muydu sence?
    Gözlerin beni ararken benden önce kaç gözde kirlendi kim bilir
    Bunun hesabını hiç sormadım ben sana.
    Değişirsin diye çok bekledim.
    Ve anladım ki insan değişir ama bizi asıl üzen hiç değişmeyenlerdir.
    Yaralar acıyı saklar, izleri hayatı gösterir.
    Gidişini affetmeyişimdendir bu gaddar halim.
    Senden çok daha alaları beklese de kapımda, ben şairim; kıyamam turnayı gözünden vurmaya...
    Acım mı? Geçmedi... Alıştım sadece.

    insanı yaşatan ve ayakta tutan umutların bir gün insanı öldüren umutlara
    dönüşmesi ne acı.
    Hâlbuki bütün bunlara ne gerek vardı?
    Hayat beni sensizken de uzun uzun öldürüyordu zaten.
    Her yeniden, gerçekten yeniydi eskiden.
    Şimdi her başlangıç, bitişini ezbere bildiğimize merhaba demek yeniden ve yeniden.
    işte hayat böyle susturuyor insanı bazen
    Başlıyorsun ama sonunu getiremiyorsun.
    Her şey o bildik ayrılığa çıkıyor çünkü.
    Böyle zamanlarda basiretin bağlanır, dilin kurur, kalbin donar.
    Başladığın cümleni kendin bitiremezsen, noktayı başkası koyar..!
    Acım mı? Geçmedi... Alıştım sadece.

    Yalnızlık tek başına taşınır.
    Sakın yanlış anlama, kendimi yitirmiş değilim, sadece sende kayboldum o kadar.
    Hayat sunduğu her engelin arkasına bir mutluluk saklıyor.
    Elbet yolumu bulurum yine.
    Elbet yine mutlu olurum.
    Kış geldi bak, ayrılığımızın beyaz çölü.
    Yine bahar gelecek, yine mevsimler dönecek ama gelecek de bir gün geçecek.
    Bu kadar konuştuğuma bakma.
    Aslında ben sana hep susacaktım ama sen kelimeleri ağzımdan çaldın.

    Ah sevgili... Beni benden alıp gittin; içimde bensizlik, dışımda sensizlik var şimdi.
    Sadece şunu merak ediyorum; hiç ağlamıyor musun özlerken?
    Bu kadar mı yoruldun benden?
    Şimdi son sözüm sana şu sevgili: bazı erkekler adam doğar, bazıları sonradan adam olur.
    Ben aşkı nimet gibi başımın üstünde taşıdım; bundandır boyun eğmeyişim.
    Riski bazen kazanmak, bazen de elindekini kaybetmemek için alırsın.
    Hayat böyle işte korkun kadar kaçar, cesaretin kadar savaşırsın!

    Acım mı? Geçmedi... Alıştım sadece.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük