Okuduğunu ve gerçekten beğendiği yazıları oylayan bir yazardır.
Sevgili arkadaşlar, açıklama ihtiyacı hissettiğim husus "seri artı oy" meselesidir. Bir yazarın yazısını okuyup begenmissem o yazarın diğer yazılarına da bakma ihtiyacı hissediyorum. Diğer yazılarda da begendiklerim oluyor genelde. ikinci husus ise "açık oy" meselesidir. Benim bir yazımı açık oylayan biri olduğunda belki bemzer şeyler düşünüyor ve yazıyoruz diye o kişinin de yazılarına baktığım içindir ki ben de açık oyluyorum. Bu bakış açımın yanlış olduğunu düşünüyorsanız mesajla belirtmenizi isterim.
seri artı oy vererek dikkatimi celbetmiş yazardır.
keşke kız olsa...
ah bir emin olabilsem kız olduğundan...
ah bir emin olabilsem de buraya çiçekli böcekli satırlar döşeyerek kur yapabilsem...
gönlünde devasa bir aşk ateşi yakabilsem...
kendime aşık edip divaneliğime, pespayeliğime, serkeşliğime ortak edebilsem...
lakin o da benim gibi sap-pararovsky duruyor.
ondan mütevellit dünya ahret kardaşımdır; seri artı oy veren male-yimdir.
mektuplardaki kelimelerle buluşmaya çalışan kafka ve milena çeşitli engellerle birarada olamamıştır. bu yüzden burda da kelimelerle yanyana geldi kafkamilena.
hoş sohbet, iyi bir yazar. her ne kadar az yazsa da bunu belli ediyor.
nick'i kafka ve milena'nın açılımı sanırım.
aşk ancak bu kadar saf olabilir diyor ve sevgili hocam için paylaşıyorum. *
--spoiler--
Dünyanın en masum aşklarından biri Kafka ile Milena aşkıdır. Birbirlerini görmeden dostça başlayan mektuplar kısa bir süre sonra tutkulu sevgiye dönüşür. Üç yıl süren bu mektuplaşmalarda iki ya da üç kez buluşurlar. Kafka nişanlı, Milena ise evli ve mutsuzdur, ikisi de yahudidir. . Kafka'yı almancadan çekçeye çeviren kadındır Milena. Tanışmaları da bu yüzden olmuştur zaten. Bu çevirileri izleyen yıllarda, uzun uzun, içtenlikle yazışmışlardır. Birbirlerine aşık olmuşlar, birkaç kez de buluşmuşlardır. Ne var ki bu büyük gönül serüveni, hep platonik olarak kalmıştır. O ürkünç yılların labirentlerinde; yahudi olmaları yüzünden, nazilerce yargısız olarak mahkûm edilmiş olmanın o dayanılmaz yılgınlığını yaşamışlardır her ikisi de...
Milena sonradan kocasından ayrılır, Hitler döneminde, yahudi dostu diye toplama kampında özgürlüğüne kavuşamadan ölürken, Kafka'da hastalığını yenemeyip olgunluk döneminde ölmüştür. Dünyanın en platonik, en derin aşkını yaşamışlar ve sonsuzluğa bu aşkla ulaşmışlardır.
--spoiler--