Osman Çakmakçı çevirileri okunmaması gereken aforizmalardır. Zira kendileri bu aforizmaları anlaşılırlıktan uzaklaştırmıştır. iş Bankasi Kultur yayinlari bu herifin çevirilerini nasil yayimlar anlamis degilim. Burada paylaşilanlar ne kadar sade, anlaşilir bir de o adamin cevirilerini okuyun. Got herif katletmiskafka'yi.
--spoiler--
herhalde seni kaybedersem robinson gibi biri olurum. hatta ondan daha fazla robinson olurdum çünkü en azından onun bir adası ve cuması vardı. yine onu o adadan kurtarıp bütün başından geçenleri düşe çeviren bir gemisi de vardı.
--spoiler--
'' "Öff" dedi fare. Dünya da günden güne daralıyor. ilkin bir genişti ki, korktum, koştum ileri, uzakta sağlı sollu duvarları görür görmez dünyalar benim oldu. Ama bu uzun duvarlar da öyle çabuk birbirlerine doğru ilerliyorlar ki, en son odadayım işte; orada, köşede de kapan duruyor, gitgide kısılacağım kapana. Kedi: "Sen de öyleyse yönünü değiştir." dedi ve kedi fareyi yedi. ''
hırslarımız çoğu zaman bize yol gösterdiğini sandığımız kedi gibi. tek amacı yiyip bitirmek bizi. dünya kucağını açmış bizi derinliklerinde boğmaya çalışan bir nehir gibi. hem boğuluyoruz hem o dayanılmaz serinliğinden uzakta duramıyoruz. kendimizi duyguların boşluğuna bırakmak huzurlu... peki ya sonra?
öldüren, yeniden dirilten, yeniden öldüren ve aklını sahiplenmesine müsade etmemen gereken aforizmalar. yaşamı aforizmaymış dersem abartmam sanırım. kasvetli, üstelik kasvetten manevi gelişme ve tat alacak kadar kasvetle barışık insan için kasvetli buluyorum kafkayı. aşırı duygusal ve duyarlı olduğunu düşünüyorum ayrıca.
bir elmanın birbirinden farklı görünüşleri olabilir;masanın üstündeki elmayı bir an olsun görebilmek için boyununu uzatan cocuğun görüşü ve bir de,elmayı alıp yanındaki arkadaşına rahatça veren evin efendisinin görüşü...
düz bir yolda yürüyor olsaydın,tüm ilerleme isteğine rağmen hala gerisin geriye gitseydin,o zaman bu çaresiz bir durum olurdu; ama sen dik,senin de aşağıdan gördüğün gibi dik bir yamacı tırmandığına göre,adımlarının geriye doğru kayması,bulunduğun yerin durumundan ileri gelebilir,o zaman da umutsuzluğa kapılmana gerek yoktur.
"bilgeliğin başladığına ilk işaret, ölmek isteğidir. bu yaşam dayanılmaz görünür, bir başkası ise erişilmez. insan ölmek istediği için utanmaz artık; nefret ettiği eski hücresinden alınıp ilk işi nefret etmeyi öğrenmek olacağı yeni hücresine konulmak için yalvarıp yakarır. bunda belirli bir inancın kalıntısı da etkilidir; taşınma sırasında efendi koridorda görünecek, tutkuyla şöyle bir bakacak ve diyecektir ki: "bu adamın yeniden hücreye kapatılmasına gerek yok. o bana geliyor artık."
franz kafka
kafka'nın aforizmalar adıyla dilimize kazandırılan kitabında;
yaşam ve ölüm, iyi ve kötü, sanatın işlevi gibi konular üzerine yazdığı
aforizmalar derlenmiştir. aforizmalarından bir misal:
-toplumsal erdem olarak görülen şeyler,
örneğin aşk, bencil olmayış, özveri,
şaşılacak ölçüde gücünü yitirmiş
toplumsal kötülüklerdir sadece.
yani bilincin sınırlanması,
toplumsal bir gerekliliktir.