hepimiz içimizde çelik parmaklıkları olan kafesler taşıyoruz ne kadar da özgür olunması gerektiğini savunsak da. davranış dünyamızda bir o kadar esaret doluyuz.
arkadaş, aile, sevgili düzleminde en basitinden. hep bir kısıtlama, hep bir esirgeme/koparıp cebimize koyma eğilimi mevcut.
özellikle sevdiklerimizi bir tahakküm altında görmektir yegane mutluluğumuz.
neden bu güvensizlik ? nereden geliyor bu acizlik? kafesler olmasa da uçmayacak kuşlar aramaktansa kafeslere koyup seveceğimiz kuşlar bulma gayretindeyiz hep.
hepimiz altın kafesiz, ve içimizde barındıracak uslu bülbüller bulamyı ümit ederek nefes alıyoruz her allahın günü bu ilginç hayatta...