herhangi bir kafeye gidilir.saatler geçer haliyle içilen sıvı da epey bir artmıştır ve kendini vucuttan atmak için bir yol aramaya başlar.mesane dalga dalga bastırır.vücut kontrolü ağırdan kaybedilecek gibi olur.ani,saçma hareketler yapılır ve daha şiddetlileri yapılmasın diye bedene hakim olunmaya çalışılır.nihayetinde de o anlık sorunun tek çaresi gibi görünen tuvalet aranır ve ilgili kişiye lavabo nerde diye sorulur.
tuvalette gerekli konum alınıp beklenen ve hayata tekrar geri dönüdüren rahatlamayı sağlayacak işlem yapıldıktan sonra birden kapının açılmadığı görülür ve her kafe oturuluşunda yaşanan o bir saniyeden kısa gerilim a'nı yaşanır.bir an tuvalette kilitli kaldım ulan ne yapıcam ben şimdi sorusu şimşek gibi çakar,terler süzülür çeneye alından, rezil oldum lan, şimdi arkadaşlara da yarım saat malzeme olacağım derken kapı kolu o mucizevi tıkırtı sesini çıkartır ve ikinici kez dünyaya yeniden gelinir,diğer rahatlamadan çok daha ferahlatıcı bir ruh haliyle teni ürperten bir serinlik gibi dışarı çıkılıp arkadaşlarla makaraya devam edilir.sanki biraz önce onca şeyi yaşamamışcasına harlanan geyiğe bodoslama dalınır.
açıkcası herhangi bir kafenin tuvaletinde kilitli kalma korkusu taşımada pek de yalnız olmadığımı düşünüyorum.şimdiye kadar konuştuğum birkaç arkadaşım da bu korkuya çeşitli derecelerde sahip olduklarını alınan alkolün de etkisiyle gecenin kör bir saatinde bana itiraf ettiler.şimdi ben de buradan bu durumu bildirip benim gibi bu konudan mustarip olanların bu korkularıyla yüzleşmeleri için uygun bir mecra açmaya çalışıyorum.umarım başarılı olurum.
bu yüzden artık kızlar bu korkudan dolayı su kocaman valizimsi cantalarla giriyorlar iclerinde herturlu alet hedavat yiyecek icecek mevcut sanirim disaridan gozuktugu kadariyla.
yuvarlak tokmaklı ortasındaki düğme tarzı anahtar deliğine basıldığı anda kilitlenen ancak tokmağı sağa sola çevirince açılabilen(ince ayrıntı olarak nitelendirdiğim) kapıların olduğu tuvaletlerde ince ayrıntıyı kaçıran kişinin ruh hali.