alt kata inilir kettle'a su konur kaynatılır bu arada nescafe bardağı hazırlanır içine kahvesi konur, su kaynadıktan sonra bardağa konur ve yukarı odaya çıkılır koltuğa oturulur ama o da ne elde ki kettle'ın ta kendisidir. bi kamyon güldükten sonra aşşağı inilir kettle bırakılıp bardağın kendisi alınır yukarı tekrar çıkılır ama gülme eylemi hâlâ devam etmektedir.
Sinirli olduğun bir anda sigarayı ters tarafından yakmaya çalıştıktan sonra, tüm arkadaşlarının gülmeye başlaması ve dalga gecmesi sonucunda neye sinirlendigini bile unutup ağzındaki iğrenç tad yüzünden kusma isteği. Ardından gelen kıkırtılar...
gecenin bir yarısı kalkıp sigara almak için 24 saat açık market arayıp bulunca ulan ben ne alacaktım ya diyip 2 bira alıp eve döndükten sonra sigarayı unuttuğumu hatırlayıp gidip sigara alıp sonra eve geri dönünce biraları içmeyi unutup 3 gün sonra dolapta bulan o salak benim işte.
sarhoşken en yakın arkadaşımla sevgilisinin ilk haftasını kutluyorduk, bunlar düzgünce içmedi benim keyfim yerindeydi artık.
hemcinsim arkadaşımı duvar kenarında öptüm.
yolda gördüğüm her insana laf atmak, agaçlara sarılmak, duvara yürümek bahsetmiyorum bile.
gün sonunda kusmaktan ölüyordum, o günden beri sarhos olmadim galiba.
uykusuzluğun etkisiyle ortaya çıkan kafa durmasıdır.
-para üstü veren bakkal amcaya hadi görüşürüz reis demek
-hoşlandığın kızı yolda görünce eli uzatıp tokalaşmak istemek (o ne lan öyle bakanlar kurulu toplantısı sanki)
-okula diye gidip ps cafeye gitmek (lisede okuldan kaçıp ps turnuvası yapmanın etkiside var tabiki).
Minibüsçü abiye orta kapıyı açar mısın demek, Teşekkür eden öğretmene rica değil hocam demek, Sabah karşılaştığın arkadaşına ieee yakşamlar demek gibi efsane diyaloglardır.
mavi siyah renkte saç boyası almaya girdiğim kozmetik mağazasındaki diyalog:
- hangi renk saç boyası kullanıyorsunuz?
- mavi sakal, şey mavi sakal aaa mavi siyah işte.
üniversitede öğrencisiyiz o zamanlar ve sınavlardan dolayı şalterleri yakmış durumdayım. allahın günü sınav var. çalışma salonundan indim odaya, dolabı açıp tıkınacak bişeyler alacağım. elimi cebime attım anahtar yok, yatağa bak yok, montun cebine bak yok, yok oğlu yok. ee dolap kapalı mı kalacak herşey içerde. yangın bölümüne gidilip ordan kazma alınır ve odaya gelinir. kazma kaldırılıp tam kilide vurulduğu esnada bir şıngırtı sesi gelir ama iş işten geçmiş kilit çoktan kırılmıştır. meğer anahtarlık pantolonun kemerliğine takılmış ve orda olduğu unutulmuştur. olan dolabın kilit mandalıyla kilide olmuştur.
dalgınlıkla mesaj yazılan insana "kıyamam" yerine "koyamam" yazmak, gelen "nereye" şeklindeki cevaba "sana * " şeklinde cevap verip mesaj gittikten sonra fark etmek.