minibüse bindikten sadece 5 dakika sonra 'inceem ben' diye ortalığı ayağa kaldırıp oracıkta inmem bir arpa boyu yol almadığımı anlamam ama minibüse tekrar binmeye utanmam. varacağım yere kadar kendime gülmem hatta yer yer yolda kahkaha atmam insanların suratıma 'yazık deli galiba ' der gibi acıyarak bakması da bonus.
sen kalk eve 4,5 milyon dolar götür ve ayakkabı kutusuna koy ve sonra o parayı orada unut. neyse ki, bulmanda allah yardımcın oldu. şimdi o parayı münasip yere koy.
iki tane boxeri ust uste giymek; is yerinde farkettim amk,nasil bir bilinc altim varsa, mali gittim koruyorsam artik,fermuara kaptiririm filan korkusumu var derinlerde anlamadim ki amk.
Apartman otomatiginin bozulması üzerine karanlıkta bir alt katın kapısını açmaya çalışıp anahtar sıkışınca gürültülü bir biçimde sövmek. Birkaç saniye sonra kapının kendi evinin kapısı olmadığını farkedip donakalmak. Ardından durumdan şüphelenen ev sahiplerinin ayak seslerini duyunca götüm götüm yukarı kaçmak ve açılan kapıyı bir hırsız gibi gizlice dinlemek.
pek yarmasa da,
sabah 6'dan akşam 6'ya kadar mecburen dolaştıktan sonra daha önceden anahtarını almış olduğum ve ikinci defa girecek olduğum arkadaşın evine doğru yol aldım. * apartmana girdim ve arkadaşın evinin olduğu kata çıktım,yanımda da yaşlı bir teyze de benle beraber çıktı ve eve girmeye çalışırken hayırdır oglum diye sordu arkadaşın evine geldim teyze diye cevapladım. teyze yukarı çıktıktan sonra biraz daha ugrastım ama kapıyı acamadım, meğer karşı komşunun kapıyı açmaya çalışıyormuşum. içeride biri vardır yanlışlık olduğunu söyleyeyim diyerekten zili çaldım ama kimse açmadı. ben de yapacak birşey yok diyerekten tekrar arkadaşın evine girdim. yaklaşık bir yarım saat sonra dışarıdan sesler gelmeye başladı. "polisi aradın mı teyze,neyse ben aradım zaten geliyorlar, nasıl biriydi,içeri girebildi mi peki gördün mü" falan filan.
meğer teyze orada oturan kişileri bildiğinden beni hırsız zannedip yukarı çıkar çıkmaz ev sahibini aramış ev sahibi yarım saatlik yoldan gelmiş. o an çıkmasam bi süre sonra polisler gelecek ve mevzuyu açıklamak çok daha zorlaşacak. bi cesaret edip çıkmamla teyzenin "aha bu işte" demesi bir oldu zaten. zar zor yarım saatte durumu zor toparladım, tabi baya bir hengame oldu. sonunda ev sahibinin "kovduracam burda oturanları giren çıkan belli değil" nidalarıyla apartmandan ayrılmasıyla son buldu olay.
dalgınlıkla mesaj yazılan insana "kıyamam" yerine "koyamam" yazmak, gelen "nereye" şeklindeki cevaba "sana * " şeklinde cevap verip mesaj gittikten sonra fark etmek.
üniversitede öğrencisiyiz o zamanlar ve sınavlardan dolayı şalterleri yakmış durumdayım. allahın günü sınav var. çalışma salonundan indim odaya, dolabı açıp tıkınacak bişeyler alacağım. elimi cebime attım anahtar yok, yatağa bak yok, montun cebine bak yok, yok oğlu yok. ee dolap kapalı mı kalacak herşey içerde. yangın bölümüne gidilip ordan kazma alınır ve odaya gelinir. kazma kaldırılıp tam kilide vurulduğu esnada bir şıngırtı sesi gelir ama iş işten geçmiş kilit çoktan kırılmıştır. meğer anahtarlık pantolonun kemerliğine takılmış ve orda olduğu unutulmuştur. olan dolabın kilit mandalıyla kilide olmuştur.
mavi siyah renkte saç boyası almaya girdiğim kozmetik mağazasındaki diyalog:
- hangi renk saç boyası kullanıyorsunuz?
- mavi sakal, şey mavi sakal aaa mavi siyah işte.