aklında bir deli yaşadığına işaret olabilir. gözlerini açtığında yatağın içinden tavana manyak gibi bakışın bundan sebep belki. mutsuzluğun, sessiz halin hep bu soru işaretlerinin cümlesizliğinde. her şey cansız, gotik şatoların saçaklarında asılı kalmış granit heykel gibi içindeki karanlığa teslim olmuş. başkasını sevmek bir sevmeyiş, beklemeyiş, özlemeyişse neden içinde hala ya da bu martılar şubat soğuğunda suya eğik açılarla dalınca üşümez mi hiç?