tüm zamanların en sofistike ve fantastique eylemi için biçilmiş kaftan bir cerrah. italyan...
tarih yazmak isteyen tutkulu bir romantik. bilim romantiği. risk almayı seviyor. sonu felaketle de bitebilecek bir olayı üstlenip belki de insanlığa uzaya gidip ayda yürümek , penisilinin keşfi ya da ampülün icadı gibi ezberbozan bir hediye vermek istiyor.
leydiğizz en cenılmın , karşınızda ilerleyen yıllarda daha da sık göreceğiniz birinci sınıf cerrah sergio canavero.
45 yıl önce maymunda denenip 8 günlük de olsa başarı sağlanmış olan bir operasyon için yerden yere vurulan cerrah. Hayır adam kurban bile bulmuş amk. Bilim dünyasına noluyo.
Başarılı gerçekleşirse bilimin geldiği son nokta olur sanırım. Bir çok sinirsel hastalığa çare olur; felç, als gibi.
Şu an çok ütopik geliyor. Merakla bekliyorum bu ameliyatı.
imkansız. Yapılamaz, yapılsa da beklenen sonuç ortaya çıkmaz.
Şimdi herkes şunu düşünüyor; bir adamın kafası başka bir bedene konuşacak ve adam günler ya da aylar sonra kalkıp o adamın bedeniyle gezecek, işe gidecek, normal bi hayat sürecek. Öyle kolay değil o işler.
Kasları damarları uç uca getirirsin, kemikleri de... Orada sıkıntı yok(bu bile çok çok çok zor aslında). Ancak sinirleri uç uca getiremezsin işte. Getirsen de çalışmaz. Kablo değil ki bu. Bu durumda adamın beyni vücuduna hükmetmez. Asla kalkıp yürüyemez. Hareeket edemez. Felçli bir insan gibi olur. Dahası sokuk alıp vermeyi bile yapamaz. Kalp ve diğer hiçbir organ beyinle olan sinirsel bağlantısı kesildiğinden düzgün çalışmaz.
Sonuçta bitkisel hayatta, makinelere bağlı olarak yaşatılan(yaşatılan derken kalbi attırılan, solunum berilen vs anlamında) bir insan ortaya çıkar.
8 gün yaşatıldığı söylenen maymun da muhtemelen böyle yaşamıştır yani, koşup daldan dala atlayarak değil.
(bkz: şerefsizim benim aklıma geldiydi) ulan daha 2 gün önce hayalini kuruyordum yemin ederim. hatta tayyip beni arıyor tebrik ediyor sonra istihbarata çekip kullanmak istiyorlardı siyasette.
başaramayacak doktordur. ameliyatın başarılı geçmesi demek aha taktım bitti bakın çalışıyor demek değil. kumandaya pil takmıyoruz. yakın zamanda 2 kol 2 bacak nakli yapılan adam kalp yetmezliğinden öldü.yanlış hatırlıyorsam düzeltin. şimdi şöyle bir durup düşününce yıllardır sadece gövdeyi besleyen kalbin bir anda bu kadar ağır yük altından kalkamayacağı belli. ama buna rağmen sırf yaptım demek için bu tarz ameliyatlar yapılmasına karşıyım.
nakli gerçekleştirirse birçok nakil de otomotikmen gerçekleşmiş olur; yüz nakli, beyin nakli, kafatası nakli, korteks nakli, frontal lob nakli...
adam efsane olur lan.
Bilgiye aç kardeşim şimdi her satırını dikkatlice oku.
1970 lerde rus bir bilim adamı köpeklerde denedi bunu, ilk önce yapay bir kalp ve akciğerle kesik bir köpek başını yaşattılar bir müddet bu kafa ışığa ve sese tepki veriyor ve normal reflekslerine devam ediyordu daha sonra erişkin bir köpeğin sırtına yavru bir köpeği omurgası ve önayaklarıyla beraber naklettiler. Her iki köpek 45 gün kadar yaşadı da hatta beslendikleri ve birbirlerinin kulaklarını bile yaladıkları rapor edildi.
Daha sonra maymunlarda denediler bunu, yalnız bu sefer sadece kafayı naklettiler. Bu nakledilen kafa 7 gün yaşayabildi.
Kafa naklinin yapılamamasının en büyük nedeni omurilikteki sinirlerin tam olarak bağlanmasının bugünün tıp teknolojisiyle imkansız olması. Hatta belki önümüzdeki 50 yıl boyunca her deneme tıbbi olarak başarısız olucak. 5 şeritli bir yol düşün ve bu yoldan geçen trilyonlarca kablo. işte o bütün kabloları birbirinden kesip yeniden bağlamak gerekicek zor ama yapılabilir gibi geliyor değil mi. Tamam şimdi o 5 şeritli yoldan geçen trilyonlarca kablonun toplam yarıçapını 1,5 cm olarak al. işte o çok küçük bir alanda dünyadaki bütün bilişim sistemlerinden daha çok bir veri ağı var onların hepsinin bağlanması bu esnada beynin yani serverin enerjisiz kalmaması ve bu yeni beynin sistemle uyumlu çalışabilmesi lazım.
Bu esnada klasik organ naklinde olduğu gibi parçalar birbirini düşman olarak algılayacak ve birbiriyle iletişimi kesmeye çalışacak. Bunu engellemek için bir sürü yüksek dozajlı ilaç verilecek ve bağışıklık çökecek.
Omurilikteki her bir sinir bağlanabilse ve kafa ile vücut birbirini kabul etse bile psikolojik açıdan uyum sağlamada zorlanılacak.
Bu olay etik veya dini olarak tartışılacak.
Donör(bağışçı) da bir diğer sorun. Burada vücudunu ağır olarak yaralanan veya kalıcı sakatlıkları olan "varlıklı" kişiler için sağlam vücutlar gerekicek, ilk akla gelen kafa yaralanması sonucu hayatını kaybeden beden işçileri veya askerler olacak mutlaka.
Şimdi her bir satırı okuduktan sonra kapa gözlerini ve düşün bir başkasının vücudunda yaşayabilir misin?
Tıp dünyasını ikiye bölen cerrahtır. Ben hayır diyorum. Çünkü durum tam anlamıyla iki ucu keskin bıçak.
Operasyon başarısız olursa çok kötü.
Başarılı olursa da çok ürkütücü. Çünkü Bu işin sonu iyi bir yere gitmiyor.
Kas hastalığı sebebiyle tekerlekli sandalyeye mahkum yaşamak durumunda olan hasta için de üzülüyorum ama asla denenmemesi taraftarıyım ben. Resmen Ötenazi aq bir insan buna nasıl gönüllü olur ki?