Televizyon keyfi yaptığım bir gece Ashley Judd ve bakmalara doyulmaz Hugh Jackman'ın oynadığı "Bazıları Çabuk Bıkar /Someone Like you" filmine takıldım.
Başrol karakterimiz her şey yolunda zannederken erkek arkadaşı tarafından bir anda terk edilince aptala dönüyor. Terk eden sevgili daha sonra sürekli olarak arayı düzeltmeye çalışıyor, kızı tam yumuşatınca yine ortadan kayboluyor. Ve son olarak "Yılbaşı gecesini birlikte geçirebilir miyiz?" diye dil döktüğü kız yelkenleri suya indiriyor, o gece heyecanla hazırlanıyor, süsleniyor; tabii ki yeni yıla yapayalnız giriyor!
inanın hemen hemen aynı deneyimi yaşadım. Eski sevgilim uzunca bir zaman benimle bir araya gelmek için dil döküp, buluşmayı kabul edince son anda ortadan yok oluyordu. Ve bu oyuna kaç kez geldim Allah bilir! Kadın kısmı sevdiği adama ne olursa olsun inanmak ister malum, "Bu kez beni üzmeyecek"diye düşünür.
Hayat mucizelerle dolu
Ama maalesef işin aslı böyle değil. Bazı erkeklerdeki ego manyaklığını Allah düşmanıma yaşatmasın! Bütün istedikleri kendilerini seven kadının sevmeye devam etmesi, avuçlarının içinde kalması! Egolarının bu şekilde okşanması için de Oscar'lık oyun sergiliyorlar!
Ama orada bir durun dostum! Bu kadın dediğiniz varlık emin olun aptal değil, sadece sevgisine sahip çıkmaya ve kaybetmemeye meyilli. Mantığı da bir kez devreye girdi mi geçmiş olsun! Ağzınızla kuş tutsanız bir daha kandıramazsınız.
Keyifli yaşanan bir ilişkiye, safça duyduğumuz bir aşka takılıp kalmanın ve bir şans, sonra bir şans daha vermenin tek nedeni bir mucizeyi bir daha bulamayacağımıza inanmak. Oysa emin olun, hayat mucizelerle dolu!
kadın tutkusunu yeterince gösterir. adamın egosu tavan yapar. tüm kadınlar bana aşık ben neyim havalarına girer. işte ilişkileri bitiren olgulardan biri.
ikisini de kişi kendi kullanımına göre şekillendirir. üstün olan taraf olmak için çabalamaya başlamak ise aşkın yavaş yavaş bitmeye başlaığını gösterir.