Erkekler olarak varlığımız kadınlara kurban olsun denilinesi bir düşüncedir. Biz erkekler kadınların kulu kölesiyiz. Ondan emir aldık ve ona iman ederiz. Tüm kaderimiz onların iki dudağının arasında çıkacak iki kelama bağlıdır.
Arkadaşlar yanlış bir bilgiyi açıklayayım. Kadının beyanının esas olması sadece soruşturma aşamasında değil kovuşturma aşamasında da nazarar alınabiliyor.
Yani hakim delil yetersizlğinde kadını inandırıcı bulursa deliller zayıf olsa da kadın lehine karar verebiliyor.
Erkek tecavüz sebebiyle hüküm giyiyor.
Evet tecavüz çok iğrenç kabul edilebilir bir şey değil. Hem ahlaken hem de dinen yanlış. Fakat bu olayın çözümü kadının beyanın esasının olması ile çözülmez. Aksi taksi takdirde kadınlar tarqfından erklere santaj tehdit ve iftira suçlamaları da gelecektir pekala.
Ama olur mu kadın yalan söylemez kadın yanlış yapmaz değil mi?
Doğrusu şu olmalı. Cinsel taciz ve saldırı durumlarında hiç delil olmasa dahi kadının beyanı ile soruşturma aşamasına geçilir olmalı.
bu kadar saçma bir kanun olamaz. kadınlar erkeklere nazaran daha çok yalan söylüyor, iftira atıyor ve manipülasyon yapıyorlar. normal bir ülkede yaşasak bilakis kadınlardan delil getirmeleri, ispatlamaları falan istenmesi gerekirdi.
Bence herkes eşit dinlenmeli böyle bir durumda ne sadece kadın ne sadece erkek zaten durumlar genellikle aynı bir erkek bir kadını direk namusuyla suçluyorsa suçlu genellikle erkek oluyor.
Saçmalık yersen sağda solda eşitlik adalet diye dolaşırlar amele hanımlar. Biz eşitliği savunurken neden kadının beyanı esastır tadında pozitif ayrımcılık yapan şeyler arıyorsunuz neden nafaka istiyorsunuz ? ne bileyim onlarca şey sayılabilir.
Bu arada kadının beyanı esastır olayı bir kadın avukatın başının altından 2000li yıllarda çıkmıştır. Adı geçen avukata yonlendirilen suçlamaların iş hayatını zedelemesi ve yasadıgı hak kayıplarından dolayı literatüre girmiş benzer davalarda kadının beyanı esastır zamazingosu ortaya çıkmıştır
Kadin teröristler buna dahil mi? Evden kacip dostuna kaçan ki var böyle şeyler, Kocasina iftira atan Kadinlar dahil mi? Bu kanunu bir türlü anlayamadim da.
art niyetli kişilerin sürekli arkasına sığınarak her türlü iftirayı attığı beyan. hakkıyla kullananlar da var ama daha çok art niyetliler kişiler kullanıyor. ayrıca türk hukuk sisteminin, bug'ıdır yani açığıdır. versin yalan yanlış ifadeyi, atsın iftirayı, gerisi gelsin.
cinsiyet eşitliğini ihlal eden maddedir.
taliban rejiminin "erkeğin beyanı esastır" maddesinden farksızdır.
çok kadına değer veren, yücelten toplummuşuz gibi ve öyle hükümetlermiş gibi.
bir kadın durup dururken, sen selam verdin diye tacizci ilan edip, ya da seni çekemediğinden iftira atıp seni mahkemeye mi verdi, ortada herhangi bir delil vb. şeyler de yok. geçmiş olsun, sosyal medyada linç ediliyorsun ve hayatın kararıyor.
hukukun üstünlüğünün olduğu ülkede böyle birşey olamaz.
iktidarın hatalarından sadece bir tanesidir ve suistimale açık bir durumdur, sakıncalıdır.
erkeğin hayatının bir anda kaymasına sebep olur. kendini tanrıça sana tipler veya erkek düşmanı sayılacak kadınların hoşnut olması ayrı bir garebettir!
pozitif ayrımcılık bahanesiyle cinsiyet eşitliğini ihlal eden maddedir.
talibancıların "erkeğin beyanı esastır" maddesinden farksızdır.
bir tane kadın selam verdiğin için sana tacizci iftirası mı attı, ya da seni çekemediğinden iftira mı attı, geçmiş olsun, mahkemede bu madde ile her türlü mahkemeyi kazanıp, senin hayatını karartıp, hapislerde süründürebilir.
nafaka uygulamasının da bundan farkı yok.
bir yandan hak vermiyor da değilim. ama her şeyde olduğu gibi bunun da fazlası zarar.
öyle ki daha 3 gün önce istanbul beyoğlu'nda kendi halinde, kimseye herhangi bir zararı olmadan yürüyen kadını 2 tane erkekimsi şahıs duvara kıstırıyor, hiçbir şeyden utanıp sıkılmadan, sadrazam rahatlığlıyla taciz ediyorlar. bu irite edici an da mobeseler tarafından an be an kaydediliyor.
şimdi böyle bir olayı birebir yaşayan kadın, bu beyan esasından neden yararlanmasın? ülkede bu tarz şeyler olurken "ula kadın beyanı esastır kabul edilemez bişi, böyle bir şey nasıl olabilir puu" tarzı sözler nasıl sarfedebiliriz ki?
kaldı ki esasen 6284 sayılı kanunun bünyesinde bulunan bu mini madde yanlış biliniyor. bu maddenin ismi kadının beyanı esastır değildir. "cinsiyet farketmeksizin şiddete uğrayan madurun beyanı esastır'dır. yani bu kanundan eğer şiddete veya tacize uğruyorsam, erkek halimle ben de yararlanabilirim. resmi hukuğa göre bu maddenin tanımı bu şekilde açıklanmış. ama ülkede daha çok kadınlar bu kanundan ve maddeden yararlandığı için, gerek toplum içinde, gerek de sosyal medya da kadınlar üzerinden tanımlama yapılıyor.
neden fazlası zarar dedik? çünkü bu kanun veya madde her ne bokumsa artık, söz konusu insan gibi bir varlık olduğu sürece, kötü niyetli kişi veya güruh tarafından bolca istismar ediliyor ve edilmeye de devam edecek. özellikle kadınlar iftira amaçlı bu kanundan yararlanmaya çalışıyorlar. durduk yere bir kadın böyle bir şeyi neden yapsın ki? demeyin. iftiraya uğratacağı kişiyle aralarında ciddi sorunları olduğu için kendince had bildirmeye çalışıyor olabilir. kendi lehine kullanacağı maddi amaçlar da olabilir. belki de intikam için kullanıyor olabilir. belki de ruh hastasının tekidir, tek derdi sorun çıkartmak ve acı çektirmek olabilir. olabilir de olabilir.
ne demeştik, söz konusu insandı değil mi? pekâla bu durumun tam olarak tanımı nedir? iki ucu boklu değnek. iki ucu boklu değnek tanımı nasıl da amcık gibi oturdu değil mi? çünkü bu durumda her iki cinsiyetten de madur olan insanlar var. falsolu olan şey kanun veya cinsiyet değildir, bizzat insanın kendisidir. hemen ardından da hayat tarzı, aile tarzı ve yetiştirilme biçiminin falsolukları gelmektedir.
Kadınlar ırzı ve namusu söz konusu olduğunda yalan söylemezler, bu yüzden salt beyanları somut delil olurak kabul edilebilir şeklinde özetlenebilecek yargıtay saçmalığı.
Öncelikle her yer taciz ve tecavüz iftiralarıyla kendilerine çıkar sağlamak isteyen kadınlarla doludur. Ceza yargılamasında "şüpheden sanık yararlanır". Masumiyet karinesi hukukun kendisi kadar eski bir mefhumdur. Salt kadın beyanıyla insanların tutuklu yargılanması, uzun süren yargılamalar boyunca tutuklu kalması nereden bakılırsa bakılsın ahmaklıktır. Bu gevşekliğin, bu şerefsizliğin, bu götverenliğin başka sebebi de hakimlerin kararlarından dolayı disiplin soruşturması geçirmeyeceği rahatlığıdır.
Sonralıkla kadınlar yalan söylemez şeklindeki ictihat erkeklerler orospu çocuğudur, onlar yalan söylerler anlamına gelir. Bu durum, ülkenin en yüksek yargı kurumunun erkekler konusunda ağzına yüzüne işenmiş, popo deliğinden kokain çekilmiş, döl kovası yapılmış feminazilerle benzer görüşlere sahip olduğu anlamına gelir. Bu şartlar altında hukuka güvenden bahsedemezsiniz. Bu ülke küçücük çocuğa tecavüz etti iftirasıyla hapse attırılan, adil yargılanma hakkından mahrum bırakılan amcalarla, dedelerle doludur. Hepsinin de ortak noktası ev aldırılmaya çalışılmış, araba aldırılmaya çalışılmış olmasıdır. Bu dayılar, iddiadan vazgeçilse, iftira atıldığı itiraf bile edilse hapis yatırılmaya devam ederler, çünkü çok kıymetli kadınlarımızın asla vs kat'a yalan söylemeyeceğini peşinen kabul eden yargı, bu defa kadının tehtit altında olduğunu ve yalan söylediğini kabul eder.
Adalet mülkün temelidir. Erkeklere karşı galiz haksızlıklar yapan bir devlet, aynı haksızlıkları yaptığı erkeklerden bir menfaat beklememeli. Uzak değil çok yakında bu vatan için ne savaşırım ne de vergi veririm diyen erkekler göreceksiniz.
