uzuv sahibi olmakla araba sürmeyi bağdaştıran embesilleri görmemizi sağlayan durumdur. maymunlarında iki eli ve iki bacağı var o zaman maymunlarda manuel vitesli arabayla ehliyet kursuna girip direksiyon sınavını geçebilir.
araba sürmek için uzuv yetmez, araba sürerken kafanın içindeki beyni 3 boyutlu olarak çalıştırabilmek gerekir. 3 boyuttan kasıt; içinde bulunduğun arabanın hacimsel boyutunu, özellikle ön ve arka tamponun nerde bittiğini araba hareket halindeyken maksimum 3cm hata payı ile sürekli gözünün çevresinde (arka tampon için doğal olarak gözünün arkasında -kafayı çevirip arkaya bakmadan; ki vitesin üzerindeki rakamlara bakarak vites arttıran moronlar için bu imkansızdır-) bilmek gerekir. ve sadece kendi arabanın nerde olduğunu değil çevrendeki hareket halindeki arabalarında pozisyonunu bileceksin. ama nasıl bileceksin? sen aynayı etrafa bakmak için deği, lanet olasıca rujunu sürmek için kullanıyorsun. sen o mesafeleri bilmezsen ya öndekine çarparsın ya da manevra yaparken arkadakine bindirirsin. ayrıca en önemlisi kafanı o sırada yaptığın işe verebilmektir. kadınların kafasından saniyede "ay şu yan arabadaki kadının giysisi ne güzel!" "işçilerin yol kenarına ektiği çiçeklere bak!" "bu akşam ne pişirsem?" "bu akşam berkecan beni pompalayacak mı acaba" gibi binlerce düşünce geçtiği için kafalarını ve dikkatlerini otomobile ve trafiğe veremedikleri apaçık bir gerçektir. en ufak olayda panik yaparlar, direksiyonu bırakıp çığlık atarak arabanın durmasını beklerler, fren yerine gaza basıp öndeki arabayı ya da insanı altlarına alırlar, koltuğu direksiyona yapıştırırlar kollarının döneceği mesafe kalmaz ki bırakın direksiyonun dönmesini, sırf sinyal verdiğin için şeridi kontrol etmeden "şak" diye oraya dalma hakkına sahip olmak, sol şeridi hız sınırında sürüp engellemek ve buna benzer yüzlerce kusur üzerine kusur. trafikte sadece sen yoksun arkadaşım. diğer araçlarda var. evet malesef var. ve bu araçlar senin hareketlerini önceden kestirmek zorunda değil.
nasıl erkekler mutfağa girip sizin bildiğiniz konularda sizlere artistlik taslamıyorsa sizde erkeklerin egemen olduğu konuda onlara artistlik taslayamazsınız. efendi olun. kadının yeri direksiyon başı değildir. evdir, mutfaktır. gidin yemek yapın çamaşır yıkayın. sonra trafikte biri sizi sıkıştırınca zırlamayın.
yarım saat sonra direksiyon çalışmaya gidecek stresli, gergin halimin tanımıdır. Trafikte bayan sürücüleri sevmemelerinin sebebi, ne yapacaklarını kırk saat düşünmeleriymiş. olamaz mı olabilir.
kadınların kötü araba kullandığı yönündeki yaygın kanının gerçekten de varolan tek tarafı kadınların geri viteste araba kullanırken saçmalamalarıdır. yoksa çok güzel araba kullananları, hatta erkeklere öğretenleri de mevcuttur.
araba kullanmayi bilmeyenlere ehliyet verilen bir ülkenin trafiginde cinsiyet ayrimciligidir. erkegin araba kullanmasindan bir farki yoktur. bütün erkekler kurallara uyuyor ve bütün kadinlar da kurallari hice sayip diger sürücüleri tehlikeye sokacak sekilde araba kullaniyorlarsa böyle bir genelleme yapilabilir. yoksa abesle istigaldir.
cünkü bu ülkede, ben de dahil, sürücü hak etmeden ehliyet veriliyor ve trafige cikilabiliyor. ben toplam 10 saat bile araba sürmeden ehliyet alabiliyorsam, bir sey yanlis demektir. ve trafik kazalari cinsiyete göre degil, sürücünün ve yayanin kusurlarina göre olmaktadir.
araba kullanmak cinsiyet değil zihniyet meselesidir bence. kadınlar şerit kavramını anladıkları ve kurallara uydukları için sorun yoktur. saçma sapan yerlerde drag yaparcasına araba kullanan, usta şoför havalarında direksiyon sallayan erkeklerden daha iyilerdir.
kadınlar kızıyor ancak gerçekten aşırı panik oldukları için kazalara sebep olma ihtimalleri erkeklerden kat kat daha fazla. ne bileyim kırmızı ışıkta geçtiklerinde bile son saniyede bir panik başlıyor arabanın içinde. sakin olsalar yollarda görmek tabi ki isteriz kadın şoförleri ama canımızı tehlikeye atıyorsunuz resmen.
geçen gün bana yeşil yanarken geçtiğim sırada yaya olarak, çarpıyordu mesela biri. fren diye sanırım gaza basmış.
