kadını çözmeye çalışmak zaman kaybıdır. Ne kadar uğraşırsan uğraş onun izin verdiği kadar içeri girilebilir. ister kapı deliğinden baktırır, ister aralar kapıyı tek gözünle bakarsın. istemezse de yapacak bişey yoktur.
boştur. kadınlar çok farklı yaratıklardır. her çeşit modeli var zaten. bunlar küçüklükten başlar ve belli yaş aralığına göre düşünce farklılıkları olur. zorlamayın bence.
kadını çözmek zordur, zaman ister. kadını çözmek için önce iyi tanımak gerekir. hepsi ayrıdır bi diğerinden o yüzden özelikle sevilen kadını iyi tanımak gerekir. vakit harcamak gerekir çelişkilerini anlamlandırmak için çabalamak... başta zor gelir belki ama iyice tanıdıktan sonra eskisi gibi değilde daha kolay anlaşıldığı farkedilmeye başlandığında tadından yenmez. kadını çözmeye çalışmak kadını daha çok sevmeye çalışmaktır bi nevi. nankör değildir çoğu kadın çabaların karşılığını boş bırakmazlar. çabayı gördükçe onlarda daha çok severler. işte çabayı gördükten sonra, çözmeye çalışılan arapsaçı kadar karışık kadınlar için çabalamanın zor olsada güzel ve gerekli olduğu görülür.
kadını çözmeye çalışmak beyhudedir.
kadını çözmeye çalışma kardeşim. kadının kopçasını, ayakkabısının bağını, kırmızı kuşağını çözmeye çalış ama kadını çözmeye çalışma.
ne kadar ömrün olduğunu düşünüyorsun 100, 1000...?
yetmez arkadaş, yetmez...
bence bu konuda rehber olacak sözleri can baba sarfetmiştir. zira çözmeye çalışmak faslını geçip ders verecek konuma ermiştir kendisi. tüm hanım öğretmenlerine müteşekkiriz. bu öğrenmelerin bedeli eminim çok meşakkatliydi.
"Kadın denilen kayıp kıtayı keşfe çıkan milyonlarca erkek, çoğu zaman eli boş döner açık denizlerdeki bu nafile seferlerinden.
Keşfettiğini sananlarsa bir süre sonra ( belki birkaç sene, belki birkaç saat ) ayak bastıkları kıtayı bambaşka bir iklime bürünmüş bulunca, Kolomb sendromuyla "Acaba yanlış kıtada mıyım? " telaşına kapılırlar.... Oysa genellikle kıta değildir yanlış olan; kâşifin kıtayı algılayış biçimidir. Asgari topografya bilgisinden yoksun oluşudur.
Kıta'nın bazen kâşife göre mevsim değiştirebilen, aynı anda birkaç iklimi bir arada yaşayabilen potansiyelini algılayamayışıdır. Güverteden karanın görünüşüyle, kıtadan kâşifin görünüşü arasındaki farkı kavrayamayışıdır. Bu pusula hatasından ötürü, kaç erkek olağanüstü bir keşfin kenarından dönmüştür, kaç kâşif, henüz keşfetmediği kıtaları yok sayarak, gerçek yüzölçümünü bilmeden, yaşadığı bir kıtanın kıyısında tüketmiştir nihayetini kim bilir?
Ve kim bilir kaç kıta uzaktan gülümseyerek izlemiştir, çevrede kendisini arayan şaşkın kâşiflerin nafile turlarını."
x = 10 ise x kaçtir diye soru soran matematik öğretmeninin karşisindaki öğrencinin bu soruda var bi numara diye şaşkın şaşkın bakmasıdır. esasında zor bi hadise yoktur hiç olmamiştir.empati filan da hikayedir. seni anlıyorum lafları boş anlamalardır. çünkü empati yerine koymak onun gibi düşünmekdir ki bi erkek bi kadın gibi düşünemez fiziken yaratiliş olarak mümkün değildr bunun neticesinde olduğu gibi kabul edip çok fazla irdelememektir. işin özüne baktikları zaman kadınlarda ne istediklerini bilmemektedirler. ama bütün genellemeler yanliştir.
kadın denilen kayıp kıtayı keşfe çıkan milyonlarca erkek, çoğu zaman eli boş döner açık denizlerdeki bu nafile seferlerinden.
Keşfettiğini sananlarsa bir süre sonra ( belki birkaç sene, belki birkaç saat ) ayak bastıkları kıtayı bambaşka bir iklime bürünmüş bulunca, Kolomb sendromuyla "acaba yanlış kıtada mıyım? " telaşına kapılırlar. oysa genellikle kıta değildir yanlış olan; kâşifin kıtayı algılayış biçimidir. asgari topografya bilgisinden yoksun oluşudur.
kıta'nın bazen kâşife göre mevsim değiştirebilen, aynı anda birkaç iklimi bir arada yaşayabilen potansiyelini algılayamayışıdır. güverteden karanın görünüşüyle, kıtadan kâşifin görünüşü arasındaki farkı kavrayamayışıdır. bu pusula hatasından ötürü, kaç erkek olağanüstü bir keşfin kenarından dönmüştür, kaç kâşif, henüz keşfetmediği kıtaları yok sayarak, gerçek yüzölçümünü bilmeden, yaşadığı bir kıtanın kıyısında tüketmiştir nihayetini kim bilir?
ve kim bilir kaç kıta uzaktan gülümseyerek izlemiştir, çevrede kendisini arayan şaşkın kâşiflerin nafile turlarını. (bkz: can yücel)*