ben kadın olsam dinlenir dinlenir eksilerim bu başlığı ve entriyi. süs köpeği mi lan bu, serbest bırakıcan, tasmasından koyvericen falan.
ayrıca, tamam ergenleri sevelim anlayış gösterelim ama, 20 yıl önce popüler olan, bayatlamış felsefeleri/sözleri ilk defa duyup büyük bir iştahla buralara yazmaları da çekilir gibi değil sabah sabah.
döner.. kesinlikle döner seviyorsa. çok doğru. ve dönmüyorsa da zaten senin değildir o da doğru. peki döndüğünü farzedelim, o dönmeden önce arada yediği haltları kaldırabilecek misin? sahiplenilmemiş olmayı kaç kadın ister, daha doğrusu şoyle soyleyeyim sözde çoğu ister de kaçı "gerçekten" boyle serbest bırakılmayı sahiplenilmemeyi ister apayrı konu; ama bu, aldatan her insanın sonrasında geri dönmediğini, aslıdna aldatmadıgını sadece eş değiştirdiğini hayal eden bir varsayım üzerine kurulu bir cümledir. peki ya aldatan milyonlarca insanı hesaba katarsak, bu milyonlarca aldatan insanın bu boku yedikten sonra eşlerine sevgililerine dönüüp hiçbir şeyi çaktırmadıklarını varsayarsak, zaten bu boku yedikten sonra çekip gidenlerin tam olarak aldatmış sayılmayacagını terketmiş sayılacagını düşünürsek, aldatıp eşne geri dönenlerin sayısının ciddi rakamlarda oldugunu görebiliriz. bu durumda siz serbest bırakın.. dönmezse sizin değildir. dönerse sizindir..
ortaçağ karanlığında söylenmiş olabileceğini düşündüren sözdür. tabi o zamanlar bu bile bir adım sayılabilir. kadının kendi kendine karar vermesi falan. **
kadını serbest bırak. hastalıklı türk kadını bu beni çok başı boş bırakıyor, hiç umursamıyor, demek ki sevmiyor desin. sonra da siktirsin gitsin. sonra da oturur götünü parmaklarsın.
yok arkadaş yok, bazı aforizmalar türk milleti için uygun değil.
serbest bırakma kudreti olduğunu düşünerek kendini fazla büyüten erkeğin aslında çoktan boynuzunun ölçüsü verilmiştir eline. ayy yanlış yazdım boyunun ölçüsüdür o.
eskilerden kalma ve risk unsuru taşıyan bir sözdür. gereksizdir. bu sözü söyleyene "elindeyse ne diye bırakıyorsun arkadaş otur konus ilk önce" sinirle dediğim kelimedir.
günümüz veya öncesi-sonrası ama genelde geçerliliği şimdiki zamanda insanlarımızın metaryel yaklaşımı ve yetersizliği ile su götürmez gerçek olan şu;
dönerse, erkekte ki karizma-satın alma paritesi-sosyal çevre etkendir. yoksa neden gitsin?
kadın, eğer gidecek kadar kendini aşşağılanmış-anlaşılamamış hissediyorsa saygı-sevgi anlam ifade edecek değerde olmayıp, gelmesindeki ana etken aile-çevre olarak açıklanırsa da çok yavan kalacaktır.
avrupa´da genellikle hakim olan bir söylemin türkiye´deki yansımasıdır.
sevgilin kadın ya da erkek, herhangi bir gereksiniminden dolayı senin yanında "olmak zorunda" kalıyorsa, o büyük ihtimalle seni sevdiği için değil sana muhtaç olduğu için öyledir. bu, kesinlikle sevgi anlamına gelmez.
burada tabii serbest bırak, yalnız bırak, öpme, sevme anlamında değil, e maillerini okuma, cep telefonunda mesajlarını kontrol etme, yani kısacası kendi özel eşyalarını kurcalama anlamındadır. çevremizdeki çiftlerden gördüğümüz kadarıyla bu, çok mümkünsüzdür bazı çiftlerin yaşamlarında. bizim türklerle - ben almanya´dayım- yemeğe gittik geçenlerde 2 tanesinin karısı saat 10´dan her 5 dakka da bir telefon etti. zaten telefon teröründen dolayı geceyi erken noktaladık.
üstelik adamlar 10 yıldır falan da evliler ne güvensizlikse bu...dedim arkadaşa "desene olm arama bi daha arkadaşlarla takılıyoruz işte" diye...bana "abi sen manyak mısın?" diyo..
işte buna baskı denir. birisi karısını aldatma potensiyeline sahipse o da ahanda o baskıyı gören adamdır. işte bunu yapmamak lazım.
ulan benim sevgilim(kız) fazla ilgiden çekti gitti. ne biçim bi yapısı var bu kadınların anlamış değilim. ilgi istersiniz gösteririz, gösterdiğimizde de sıkılırsınız bu nasıl iş arkadaş. ya bırakın allah aşkına ya kadınlar gerçekten çok değişik varlıklar.
sanki kadın gitmek icin senin serbest bırakmanı bekleyecek. gitmek istiyorsa senin serbest bırakma olayına yumruk arası başparmak koyarak gider.
Eger giderse ve sen gittiğinde sen ona senin icin degerli oldugunu hissetirecek hamlelerde bulunmuyorsan sana bu tavsiyeyi veren şahısı tenhada sana kıçıyla gülerken yakalayabilirsin.