kadını dövebilirsiniz diye emreden dinlerdir.
Ben böyle dinlere mensup degilim ve inanmıyorum. Kadınlar birer çicektir sevilip koklanmalıdır.
Kadını döven ben erkeğim diye sokakta gezinmesin çünkü güçü sadece ona yeter.
fakat "dövme" emri, ulusalcı, kemalist, ateist, kafir takım tarafından, sanki dikbaşlılık yapan kadınları uyarma ve yatak ayırma safhaları yokmuş gibi, dayağın hafif atılması buyurulmamış gibi anlatılarak din düşmanlığı yapılmaktadır.
oysa allah'u teala zü'l celal hazretleri müslüman kadınlara dünyanın hiç bir yerindeki kadınlara tanınmayan hafif dayak yeme gibi insan havsalasını aşan, kafir kadınları imrendiren haklar vermiştir. ey müslüman bacım, dinine, hakkına sahip çık...
dinimiz elbette "dövebilirsin" diye emretmemiştir. "dövebilirsin" ruhsat olur, emir olmaz. oysa ayet-i kerimede "dövün" denmektedir ki bu durum dikbaşlı kadınların uyarma ve yatak ayırma safhalarından sonra dövülmelerinin müslüman erkekler üzerine farz olduğunu göstermektedir.
ayrıca hadis-i şerifle dayağın fazla incitilmeden atılması sınırlaması getirilmiştir. işte bu noktada hadisleri reddedenlere soruyorum: şimdi bu hadis-i şerif olmasa ve dikbaşlı kadın hafif dayakla uslanmasa, eşşek sudan gelene kadar dövmek icap etmez miydi?
el cevab: ederdi elbette. fakat hadis yoluyla kadınlara hafif dayak yeme hakkı tanındığı için bu kadar ileri gitmek olmaz. söz konusu hadis-i şerif olmasa kadınlarımızın hali nice olurdu? bu akıllara durgunluk veren, cümle gavur kadınını imrendiren haktan mahrum olsalar olur muydu ey münkir?
velhasıl, baktın olmadı, boşayacaksın... amma ve lakin boşamadan önce dövmeyi de dene ki allah'ın üstüne farz kıldığını ihmal etmiş olmayasın. müslüman erkek kılıbık olamaz ey zındık!...
